Tarih/Saat: 22 Şubat 2016 Pazartesi, 00:29:42
Şahs-ı Manevî Dışında Kalmak!
Risale-i Nur dâvâsına gönül vermiş ya da gönül verdiğini zanneden bizler çok iyi bilmeliyiz ve artık anlamalıyız ki; Risale-i Nurların okunmasındaki azlık ve eksiklikten dolayı bereketsizliğin ve sıkıntıların artması yanında bir dirayetsizlik, sadâkatsizlik ve dikkatsizlikte hüküm sürmeye, yayılmaya ve yaşanmaya başlıyor…
Eğer bizler hizmet-i Kur’âniye ve imaniye noktalarından Risale-i Nur okumalarını tam yapabilsek ve sahiplenebilsek ve hayatımızda gösterebilsek elbette dirayetimiz, dikkatimiz ve sadâkatimiz Risale-i Nur hizmetlerinin parlak bir ‘nuranî atmosferi’ olan şahs-ı manevinin parlaması ve aydınlanması noktasından bizlerin en büyük yol göstericisi ve yardımcısı olacaktır.
Maddî, vücudî varlıklar hiçbir nazara alınmamalıdır. Bu doğrultuda hiçbir fert ve şahıs da nazara alınmamalıdır. Ve hiçbir şekilde nazara verilmemelidir.
Çok iyi bilinmelidir ki, bu zamanın hadisatı, ehl-i dalâlet, ehl-i ilhad ve ehl-i sefahatin hücumları hiçbir kimsenin omuzlarının kaldıracağı bir yük değildir. Dayanması ve mukabele edip mücadele etmesi mümkün değildir. Bilâkis bunu yapmaya tevessül etse altında kalır, ezilir ve mes’ul olur…
Risale-i Nurların ve Kur’ân, iman hizmetinin parlak nurlarının karşısında hiçbir şeyin duramaması bizlere gösteriyor ki; Risale-i Nurlar asrımızı ve gelecek asrı aydınlatan, nurlandıran muhteşem Kur’ân tefsirleri olarak tebarüz etmiştir. Kör gözlerin de tasdik ettiği bu hakikatı kimse inkâr, red edemez.
Kendimizin Risale-i Nurları okumamakla içerisinde düştüğümüz vartayı, tehlikeli halleri, bu gözle bakarak başkalarında da görebiliriz… Bunun çare-i yegânesi dikkatlice, sabırla, teenni ile anlayarak Risale-i Nurların bahsettiği hakikatleri okumak ve hayatın içerisinde yaşayarak gösterebilmektir.
Eğer tembellik edersek, gaflete düşersek, şahs-ı manevinin çadırının dışında kalmak ihtimali büyük olur. Rabbim bu halden muhafaza etsin…