Sevgiyi şehvete, erdemi de ahlaksızlığa mahkûm eden neoliberal kültürün son örneklerinden biri de Kızılcık Şerbeti dizisi. Argo, içki, gerdek gecesi ve erotizm sahnelerinin süslediği bu dizinin başrol oyuncularından biri de başörtülü bir karakter. Dizinin 21. bölümünün tanıtım afişinde başörtülü karakter ile erkek oyuncu şehvetli bir öpüşme sahnesinin öncesinde resmedilmiş. Afiş mevcut halimizi resmetmesi açısından son derece manidar. Peki, dizinin afişi neyin göstergesidir?
Bu afiş;
Başörtüsünün artık bir kimlik göstergesi olmadığının,
28 Şubat saldırganlığını başörtüsü ve bireysel hak mücadelesine indirgemenin yanlışlığının,
Başörtüsü mücadelesinin kaybedildiğinin göstergesidir.
Bu afiş,
Vizyonsuz, misyonsuz, amaçsız bir yaşam sürüldüğünün,
Medeniyetsiz, kültürsüz ve şahsiyetsiz bir süreç yaşanıldığının,
Dinin, inancın ve ahlakın korunamadığının göstergesidir.
Bu Afiş,
İçi boş politik ve tarihsel övünmelerin yanlışlığının,
Militarist, şovenist, muhafazakâr ve kimliksiz algının bittiğinin,
Koltukta oturanların değişmesinin koltuğu yöneten kuralların değişmesi anlamına gelmediğinin göstergesidir.
Bu afiş,
Yaşadığımız acziyeti fark edemeyecek kadar bilinçsiz,
Ahlaki pusulamızı kullanamayacak kadar aciz,
Dünyanın nereye götürüldüğünü düşünmeyecek kadar tembel olduğumuzun,
Gaflet, delalet ve hatta hıyanet içinde yaşadığımızın göstergesidir.
Bu afiş,
Koruyacak değeri kalmayanların haysiyetsizliğinin,
Medyanın aile yapısını ve ahlaki değerleri yok etmeye ant içtiğinin,
Namusumuza göz dikenlerin yüzümüze tükürecek kadar cesur olduğunun göstergesidir.
Bu afiş,
Onurunu kaybetmiş bir toplumun yaşamasının çok da anlamlı olmadığının,
Zincirlere vurulmuş halde, esaret altında inim inim inlediğimizin,
Duyguları imha, düşünceleri işgal edilmiş bir nesil yetiştiğinin göstergesidir.
Ama aynı zamanda bu afiş,
Hayatı çağlar üstü ve evrensel bir ufuk ile anlama ihtiyacının,
Sorumluluk alarak kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapmak gereğinin,
Dünyayı medeniyet değerlerimize dayalı bir okumaya tabii tutmak gereğinin,
Hikmet, basiret ve cesaret ile adımlar atmamız gereğinin göstergesidir.
Zira Cemil Meriç’in dediği gibi “kaynaklarından kopan bir entelijansiyanın kaderi, bir mefhum hercümerci içinde boğulmaktır.” Çocuklarımız diziyi Kızılcık şerbeti içerek izlerken bize de kan tükürmek kalmasın. Çok dinlenen bir ilahideki dua sözleriyle bitirelim.
“Ya Rabbi!
İşittik ve itaat ettik, Allah muhakkak işinde galiptir. Görünen ne olursa olsun, kim yenerse yensin, kim yenilirse yenilsin, galip olan hâkim olan yapan ve yaptıran sensin.
Ya Rab !
Sen ki Muhammed Mustafa'ya dahi yenilgi sınavını yaşatansın. Sen zulmetmezsin Yarabbi!
Ya Rabbi!
İnandık ve tasdik ettik, zulmeden biziz Yarabbi! Senin yolunda kenetlenmeyip benlik hevesiyle ayrı düştüğümüz ve bölündüğümüz için kendimize zulmettik. Biz bize zulmettiğimiz için düşman da şimdi bize zulmediyor, bütün zalimlerden ve senden sana sığındık.
Ya Rabbi!
Bizler gafil olduk, günahkâr olduk, mahkûm olduk, mağlup olduk. Kur'an ve sünnetin hikmetleriyle uyanmadık, sen bizleri düşmanın saldırılarıyla uyandırdın, şimdi de lütfet Ya Rabbi!
Bize bu saldırıları def edecek güç ve enerji ver, bilinçli sabır ve sebat ihsan eyle!”