47 yaşındaki Senad Haciç, BBC'ye Suriye'ye girebilmek için sınırda saatlerce uğraştığını; daha sonra bazıları ordu, bazıları silahlı milislerinin elindeki bir dizi kontrol noktasından geçerek ülkeye girmeye başardığını anlattı.
"Bazıları elimdeki Kuran'ı öptü" diyen Haciç, sırt çantasında bir de İncil taşıdığını söyledi.
Haciç, BBC muhabiri Dan Damon'a öyküsünü anlatırken, Bosna'nın başkenti Saraybosna yakınlarındaki bir kasabadan yola çıktığını söyledi.
Bosnalı hacı, ilk zorlu sınavını, geçen Aralık ayında sıcaklığın eksi 35 derece olduğu Bulgaristan'dan geçerken vermiş.
Haciç, "Tek bir gün için rahat geçti diyemem. Her gün zordu. Fakat aynı zamanda da heyecan vericiydi" diye konuştu.
'Benim için de dua et'Suriye vizesini aldıktan sonra, ordudan bir subay Haciç'e "Sağ salim Suriye'den geçip Mekke'ye varırsan benim için de dua et" demiş.
Haciç yolda karşılaştıklarını anlatırken "Sınırı geçtiğim yerden Halep'e kadar yol koca koca taşlarla kaplıydı. İsyancılar yoldan araba ve otobüslerin geçmesini engellemek için taşları yola atmışlar. İnsanlar ailecek arabalarından inip yürümek zorunda kalıyordu" diye devam etti.
Bosnalı hacı, Suriye vizesi almış olmanın hiç bir anlamı olmadığını her an bir mısır tarlasından çıkan bir silahlı isyancının pasaportunuzu alabileceğini söylüyor.
Haciç, "Kimse bana ateş etmedi. Pasaportumu kontrol etmek isteyen silahlı kişiler tarafından durduruldum. Fakat, Allah yolunda olduğumu söylediğim zaman hem isyancılar hem de Esad'ın askerleri yola devam etmeme izin verdiler" diyor.
Koyu dindar olduğunu anlatan Haciç, bu yüzden yanında hem Kuran hem İncil taşıdığını söylüyor ve "Allah'ın benimle olduğuna, bana kılavuzluk ettiğine ve koruduğuna inanmasaydım, bırakın Mekke'yi, Bulgaristan'a kadar bile gidemezdim" diyor.
Haciç seyahati sırasında, yanında hiç para taşımadan yalnızca 20 kiloluk sırt çantasıyla yedi ülkeden geçerek yaklaşık altıbin kilometre yol katetmiş.