timberland outlet polos lacoste mbt baratos nike roshe run ghd outlet hollister madrid nike outlet nike huarache joyas pandora Gafas ray ban ray ban baratas ralph lauren espa?a gafas oakley nike sb baratas new balance baratas nike free baratas boligrafos montblanc air jordan ireland new balance ireland

timberland outlet polos lacoste mbt baratos nike roshe run ghd outlet hollister madrid nike outlet nike huarache joyas pandora Gafas ray ban ray ban baratas ralph lauren espa?a gafas oakley nike sb baratas new balance baratas nike free baratas boligrafos montblanc air jordan ireland new balance ireland

19 Mart 2024 Salı
07:03
Kültür-Sanat   Önceki Haber     |     Sonraki Haber       |      ANA SAYFA
Hızlı Yazdır! Hızlı Yazdır        
Yazı boyutunu:    

Tarih/Saat: 17 Ocak 2019 Perşembe, 23:30:04

Zikir, İmanı Tecdid Eder!..

Bediüzzaman için aklın makamı olan tasdik ve dinin iltizamı arasındaki doğru ilişkiler bağını kurmak eğitimin kritik bir problemidir. Önce tesbit ve ardından hemen çözümü harekete geçirmek zihin bunalımını bertaraf ederek “talebenin himmeti pervaz eder”.

Modern felsefenin babası Descartes’in “Fıtrî/Tabiî Işıkla Hakikatin Araştırılması” başlıklı metninde şöyle bir konuşma geçiyor: “Şüphe ediyorum, öyleyse varım” veya aynı anlama gelen “düşünüyorum, öyleyse varım” muhakemesinin doğruluğuna kesin kanaat getirmeden önce, “şüphe”nin, “düşünce” ve “var olma”nın ne olduğunu bilme hususunda sizinle hemfikirim Epistémon. Ama bunu bilmek için “yakın cins” ile “türsel ayrım”ı bulmak (Aristoteles’in tanım anlayışı: “ağyârını mâni, etrâfına cami” olması yani benzerleri bir araya toplayıp benzemeyen şeyleri de dışarıda bırakarak yapılır. Bediüzzaman tanım anlayışını ifade ederken Descartes’e de atıf yapıyor. Şöyle:  “Efkâr-ı hâzırada cehl-i basiti cehl-i mürekkebe kalbeden en mühim sebeb; meçhul bir şeye parlak bir isim takmakla anladım zannetmek ve meçhul şeyleri ona irca’ ile, izah ettim zannetmektir. Halbuki tarif, ya hadd ya resim ile olur. Yoksa vâzıı cahil ve müsemmaya mümas olan vechi muzlim ve göze çarpan vechi şeffaf bir ism-i camid ile olmaz. Manyetizma, telepati, kuvve-i mıknatısiye gibi...” (Sünuhat) ve onlardan kurala uygun bir tanım oluşturmak gereğine sabitlenerek zihnimizi zorlamanın ve işkence çekmenin de bir âlemi yok.” Descartes tıpkı Bediüzzaman gibi dahası diyor, tanımlamak isterken daha karanlık bir hale getirdiğimiz şeyler de çoktur; aslında pek basit ve seçik olduklarından, onları kendi başlarına bulundukları hallerinden farklı bir surette daha iyi bilemeyiz ve anlayamayız.  Ayrıca, Descartes’e göre de, bilimlerde yapılan başlıca hatalar arasında anılması gereken bir hata daha vardır: Bu da, insanın kavramakla yetinmesi gereken şeyleri tanımlamaya yeltenen kimselerin ve de açık şeyleri karanlık şeylerden, bilinmek için tanımlanmaya muhtaç ve lâyık olan şeyleri de olduğu haliyle çok iyi bilinebilen şeylerden ayırt edemeyen kimselerin hatasıdır. 

Dücane Cündioğlu bir konuşmasında şöyle bir karşılaştırma yapıyordu: Düşünce akla dayanır, inanç muhayyileye. Düşünce kanıta (tutarlılığa) ihtiyaç duyar, inanç duymaz. Düşünce önerir, inanç emreder.

Cündioğlu’nun bahsettiği inançlar için bu doğrudur. İnsan için yenilenmeyen inanç “kötülük” üretir. Bu imanın temel esasları için dahi böyledir. Yani, Efendimizin (asm) verdiği misalde olduğu gibi, elbiseleriniz eskidiği gibi imanınız da eskir. Temizlemenin ve yenilemenin yolu köke dönmektir; zikir, olmadan fikir olmaz. Başta zikir imanı yeniler, ardından fikir gelir; şükür ise sonuçtur, meyvedir. Meyvesiz zikir, fikir de boştur. (Çünkü burada elma yer, nimeti düşünür, elhamdülillah dersin ki; Cennette “elhamdülillah” yersin.) Bediüzzaman’ın “dimağda meratip var” dediği aşamalar (Evvel tahayyül olur, sonra tasavvur gelir, Sonra gelir taakkul, sonra tasdik ediyor, sonra iz’an oluyor, sonra gelir iltizam, sonra itikad gelir. (Sözler) itikad olgunluğuna hayalden başlayan inanç (bunlar önkabullerdir) birikimlerinin akıl, kalp, vicdan, ruh gereçlerinin kullanılmasıyla ulaşılabilecek marifete ihtiyaç duyar. Eğitimin burada da üç kurumu iş birliği yapmalıdır; aklın kurumu mektep, dinin ilimlerini verecek medrese ve kalbin imtizacı için tekke. 

Bediüzzaman kalbin (tekke) iki yüksek kurumu ile ilgili şöyle bir tanımlama yapıyor:

Tohum olacak bir habbenin kalbi, yani içi delindiği zaman, elbette sünbüllenip neşv ü nema bulamaz; ölür gider. Kezalik ene ile tabir edilen enaniyetin kalbi, Allah Allah zikrinin şuâ ve hararetiyle yanıp delinirse, büyüyüp gafletle firavunlaşamaz. Ve Hâlık-ı Semavat ve Arz’a isyan edemez. O zikr-i İlâhî sayesinde, ene mahvolur.

İşte Nakşibendîler, zikir hususunda ittihaz ettikleri zikr-i hafî sayesinde kalbin fethiyle, ene ve enaniyet mikrobunu öldürmeğe ve şeytanın emirberi olan nefs-i emmarenin başını kırmağa muvaffak olmuşlardır. Kezalik Kàdirîler de zikr-i cehrî sayesinde tabiat tağutlarını târumâr etmişlerdir. (Mesnevî-i Nuriye)

Bediüzzaman için aklın makamı olan tasdik ve dinin iltizamı arasındaki doğru ilişkiler bağını kurmak eğitimin kritik bir problemidir. Önce tesbit ve ardından hemen çözümü harekete geçirmek zihin bunalımını bertaraf ederek “talebenin himmeti pervaz eder”.

Bediüzzaman çift kanatlı Medresetüzzehra eğitiminin kurumsal olarak nasıl inşa edileceğini de üç aşamada açıklıyor: 

1. Aşamada: Taksimü’l-a’mal kaidesini bitamamiha tatbik etmek.. tâ şubeler birbirine medhal ve mahreç olmakla beraber, herbir şubeden mütehassıs çıkabilsin.

2. Aşamada: Bir mahreç bulmak ve müdavimlerin tefeyyüzünü temin etmek; hem de mekatib-i âliye-yi resmiyeye müsavi tutmak ve imtihanları, onların imtihanları gibi müntic kılmak, akîm bırakmamaktır.

3. Aşamada: Dârü’l-muallimîni muvakkaten şu dârülfünun dairesinde merkez kılmak, mezcetmektir. Tâ ki, intizam ve tefeyyüz ondan buna geçsin ve fazilet ve diyanet, bundan ona geçsin; tebadül ile herbiri ötekine bir kanat verip zülcenaheyn olsun. (Münâzarât) 

Okul değil medrese ismi kökle ilgili bir anlamı vardır. Platon ya da Aristo felsefî okulu yerine kaynağını medreseden alan düşünce ve Descartes’ı çok aşan bir “modern sonrası” anlayışı İslâmın kavramlarını yeniden medeniyet âlemine taşımak içindir. Me’mun dönemini geri sarıp bir düzeltmeyle (Bediüzzaman buna “saykal vurmak” diyor) süreci yeniden başlatmaktır. Okul değil medrese, öğretmen yerine “olsa olsa bir üstadlık”, öğrenci yerine talebe, öğrenmeden öte marifet, bilgiden ziyade yakîn, bilmek değil eleştirel düşünmek; eğitim yöntemi olarak mana-i harfi mana-i ismî ilişkilerini doğru inşa etmek, otomasyon değil meleke kesbetmek, kültür değil fıtrat, roman değil hikmet, sorunu teşhir değil çözümü bulmak, bakışta parçalayıcı ayrıntı değil “vahdaniyet içinde ehadiyet” bütünde ontolojik konumu inşa, centilmen değil ihlâslı mü’min, şüphe değil iman, taassub değil eleştirel düşünebilme v.s. 

Suya bırakılan şeker gibi, buz parçasının eridiği havz-ı ekber gibi, koyunun verdiği süt gibi, balığın yüzdüğü deniz suyu, kuşun kanat çırptığı hava gibi... Ömer Muhtar’ın öğüdündeki: “Çocuklarınıza süt ile birlikte Kur’ân-ı Kerîm’den öğütler verin. Boyları büyürken kalpleri ve imanları da büyüsün” gibi...(Caner KUTLU)

   yeniasya.com.tr

 

   manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden
   sorumlu değildir.

 

Paylaş :

Diğer Haberler
Tarihî Harran Ulu Camii 8 Asır Sonra İbadete Açılıyor!..
Çamlıca Camii'nde İlk Ezan Okundu
İslam ve Müslümanlar Arasındaki Çelişki
İslam, Nefretle Yanan Dünyayı Kurtarmanın Gerçek Yolu
Diyanet'ten Kura-ı Kerim İle Alakalı Önemli Açıklama
Bin Kişiyi Müslüman Yapan Belçikalı Hanımefendi
Başörtüsü Yerli ve Millidir!
ALLAH'TAN KORK!
SIRATI GEÇTİN Mİ?
İnsanlığın Hedefi Yeryüzünün İmarı Olmalı
İmam-ı Azam'dan Önemli Beş Nasihat
Sünnet'siz Bir Kur'an Düşünülemez!..
Güzel Gören Güzel Düşünür
Kafaya Bak! "Öğrenciler Namazın Nasıl Kılındığını Görmesin!"
Avrupa’nın En Büyük Bilimsel İslam Kütüphanesi
Sultan Abdülhamid'in Statükosunu Çiğnemek İstiyorlar
Norveç'te İslam Hızla Yayılıyor
Arapça Kitap Fuarı Devam Ediyor
4. Arapça Kitap Fuarı Başladı
Arapça Kitap Fuarı Açılıyor!..
100 Siyasetname Tercüme Edilecek
Hadis Düşmanlarına Tokat Gibi Cevap
Türkistan'a Yeni Şekil
Diyarbakır’a İslam Bilim Müzesi
2 Yılda Hazırlandı...
Eski Ramazanlar, Yeni Ramazanlar
Selanik'e İslam Sanatları Müzesi
Diyanet Akademisi Geliyor!
Nusaybin'in UNESCO Adayı Camisine Ziyaretçi Akını
Slovenya’da İlk Minareli Cami
Mimar Sinan'ın Bosna'daki Drina Köprüsü
Ziyaretçi Sayısı 2 Milyonu Geçti
Güneydoğu'nun 'Çok Dilli' Kütüphanesi Büyüyor
Yeryüzü Nura Boğuldu O Gece!..
Farklı Anlayışları Birbirine Karşı Kışkırtıyorlar!..
  YAZARLAR
  GAZETE 1. SAYFALAR
  ÖNE ÇIKANLAR
  TARİHTE BUGÜN
19 Mart 1877
Osmanlı Devleti'nin ilk Mebusan Meclis'i toplandı. ...
19 Mart 1920
İzmir Müdafa-i Hukuk kongresi toplandı. ...
19 Mart 1958
Türk denizcilik tarihinin en büyük faciasında, İzmit Körfezi'nde Lodos ...
19 Mart 1965
Çeltek linyit kömürü ocaklarında meydana gelen grizu patlaması sonucunda ...
 
  SON DAKİKA
» Deprem sonrası yeni önlem: Altın ithalatı durduruldu
» Depremde vefat edenlerin sayısı giderek artıyor!..
» Erkeğin, Hanımına Karşı Görevleri...
» Tarihî Harran Ulu Camii 8 Asır Sonra İbadete Açılıyor!..
» Siirt Fıstığı İçin Müthiş Tesis!..
» Ayasofya'da Gıyabî Cenaze Namazı Kılındı!..
» 31 yıllık Acı: Halepçe!..
» İslam'da Zekâtın Yeri ve Önemi!..
» Almanlar: Müslüman Başbakanı Tartışıyor
» Çamlıca Camii'nde İlk Ezan Okundu
» İmran Han: Keşmir Sorununu Çözen Nobel'e layıktır!..
» İstanbul Havalimanı’nda 16 Bin Kişiye İş Fırsatı!
» Çamlıca Camii'nde İlk Ezan Ne Zaman?
» İslam ve Müslümanlar Arasındaki Çelişki
» Kaza ve Kadere İmanın Mahiyeti
  PARA PİYASALARI
    Alış Satış
  USD %
  EUR %
  HAVA DURUMU
İstanbul /
Ankara /
İzmir /
  NAMAZ VAKİTLERİ
 
  GÜNÜN FOTOĞRAFI    Hepsini gör
  HARİTA

Haritayı Daha Büyük Görüntüle
  SON 24 SAAT
Copyright © 2008 - MANA HABER. Her Hakkı Saklıdır.  
manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.
Sitemizde yayınlanan yazı, resim, grafik, ses ve görüntüler, ancak izin alındıktan sonra, kaynak gösterilerek ve link verilerek yayımlanabilir.