timberland outlet polos lacoste mbt baratos nike roshe run ghd outlet hollister madrid nike outlet nike huarache joyas pandora Gafas ray ban ray ban baratas ralph lauren espa?a gafas oakley nike sb baratas new balance baratas nike free baratas boligrafos montblanc air jordan ireland new balance ireland

timberland outlet polos lacoste mbt baratos nike roshe run ghd outlet hollister madrid nike outlet nike huarache joyas pandora Gafas ray ban ray ban baratas ralph lauren espa?a gafas oakley nike sb baratas new balance baratas nike free baratas boligrafos montblanc air jordan ireland new balance ireland

19 Nisan 2024 Cuma
04:39
Ekonomi   Önceki Haber     |     Sonraki Haber       |      ANA SAYFA
Hızlı Yazdır! Hızlı Yazdır        
Yazı boyutunu:    

Tarih/Saat: 16 Ağustos 2013 Cuma, 11:22:24

Çılgın tüketime manevi aşı yapıldı

ABD’li derviş Şems Friedlander, İslam’a yönelişinden sonra tanık olduğu dünya Müslümanlığından bahsetti. 20 yıl Kahire’de ders veren Friedlander, Doğu’dan Batı’ya doğru bir maneviyat aşısı olduğunu söylüyor.

Şems Friedlander New York’ta doğup büyümüş sanatçı bir derviş. 45 yıl önce İslamı seçen Friedlander yaptığı bütün işlerde İslam’a gönderme yapıyor. Kitapların yanı sıra resimleri ve fotoğraflarında da İslam’ı anlatıyor. İslami Araştırmalar Enstitüsü tarafından Sanat ve Kültür alanında 2012′nin ‘En Etkili 500 Müslümanı’ndan biri seçilen Friedlander, Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nde görsel iletişim alanında profesör olarak ders veriyor. Dönüşümlü olarak Kahire ve İstanbul’da yaşayan Friedlander ile günümüzdeki İslam’ı ve Müslümanları konuştuk.

SEN BİZDENSİN DEDİ

Müslüman olmanıza vesile olan Cerrahi tarikatı şeyhi Muzaffer Efendi ile nasıl tanıştınız?

1970′lerin başında Mevleviler ayin yapmak için New York’a Brooklyn Müzik Akademisi’ne gelmişlerdi. Semadan sonra tüm müzisyenleri ve semazenleri evime davet ettim. Sabaha kadar sohbet ettik, yemek yedik. Sonra Konya’daki Mevlevi şeyhi Selman Tüzün beni Şeb-i Arus’a davet etti. Gittim, orada pek çok insanla tanıştım. Ardından Şahin Otel’de Muzaffer Efendi ile tanıştırdılar. O gece bir zikrullah yönetecekti. Davet edildim. Bir yanımda Muzaffer Efendi, diğer yanımda ise Safer Baba vardı. Muzaffer Efendi bana bir an baktı ve zikre başladı. Zikirden sonra bana döndü, ‘Sen bizden birisin’ dedi ve gözlerimden öptü. İstanbul’da onu ziyarete gitmemi istedi. Bir Perşembe günü dükkâna gittim. Safer Baba oradaydı. Safer Baba sonradan benim kişisel hocam oldu. Muzaffer Efendi de şeyhim. O akşam dergâha girdiğimde Muzaffer Efendi ellerini havaya kaldırdı ve çevresindeki yaklaşık 100 kişiye Türkçe bir şeyler söyledi. O gün ne söylediğini 10 sene sonra öğrendim. ‘Niçin bize geldiğin ilk günden itibaren bu kadar yakınsın hiç merak ettin mi?’ dedi ve neden olduğunu anlattı. Geldiğim gün Muzaffer Efendi ‘Bu bizim kardeşimizdir. Bizden biridir. Öz kardeşiniz gibi davranın ona’ demiş. Bu benim 43 yıl evvelki başlangıcımdır.

MANEVİ KAPIDAN İÇERİ GİRDİK

Sonradan Müslüman olmak ile Müslüman doğmak arasında sizce nasıl bir fark var?

Sizler aileniz Müslüman olduğu için üzerine düşünseniz de düşünmeseniz de Müslüman olarak, Müslüman çevrede doğuyorsunuz ve şeriat ile başlıyorsunuz. Batı’da bu durum farklı. Pek çok insan –ben dahil- tarikat ile Müslümanlığa giriyoruz. Önce manevi âlemle başlıyoruz. Bu yoldan gitmek istiyoruz; ancak kapılar ancak İslam ile açılıyor. Çünkü her sufi Müslümandır.

Peki her Müslüman sufi midir?

Her Müslümanın sufi olması gerekmez. Batı’da, bunu yanlış anlayanlar için bile böyle. Çünkü bir sufi ‘La ilahe illallah Muhammeden Resullallah’ der. Bence bu bir enerji dengesi. 1960′larda New York’taydım. O dönem Doğu’dan Batı’ya inanılmaz bir enerji aktarımı vardı. Pek çok sufi şeyh, zen ustaları, Budistler buraya gelip tohumlarını ektiler ve o tohumlar büyüdü. Gezegenin manevi enerjisini dengelemek içindi bu. Çünkü 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika bir tüketim toplumu oldu. Manevi tadı kaybetti. Allah da bu insanları oraya gönderdi.

Müslüman olduktan sonra çevrenizden olumlu veya olumsuz tepki geldi mi?

Bunlar bireysel şeyler. Tercihlerim yüzünden kimseyle sorun yaşamadım. Sanatçıyım ve iç dünyamı yansıtıyorum. Bunun bana geri döneceğini umut ediyorum. 10 ülkeden Müslümana İslam nedir diye sorsanız 10 farklı cevap alırsınız. Ortak cevap yok, tasavvufta da böyle.

MISIR’DA YAŞANANLAR KÖRÜN FİLİ TARİF ETMESİ GİBİ

Nasıl yaşıyorsunuz?

3-4 ay İstanbul’da, geri kalan dönemde ise Mısır’da yaşıyorum. İstanbul’u çok seviyorum. Bir fotoğrafçı arkadaşımla küçük bir botla Boğaz’da dolaşıyorduk ve dedi ki, ‘Şems, İstanbul’da yaşamak bir ayrıcalık!’ Kesinlikle öyle.

Mısır’da Görsel iletişim dersleri veriyorsunuz. Ders dışında özellikle de tasavvuf hakkında konuşmak isteyenler oluyor mu?

Mısır’ın halkının yüzde 95′i Müslüman. Kahire Amerikan Üniversitesi’nde öğretim üyesiyim. Burada görsel iletişim dersleri veriyorum. Derslerimi anlatırken sürekli Nasreddin Hoca fıkraları ve tasavvuf hikâyelerini kullanıyorum. Bu öğrencilerin ilgisini çekiyor. Dersten sonra geliyorlar ve bazen İslam, tasavvuf, grafik dizayn, filmler vs. hakkında konuşuyoruz.

20 yıldır Kahire’desiniz. Mısır’ın şu an ki durumunu nereden okuyorsunuz?

25 Ocak 2011 ‘sözde’ devrimini gördüm. Bu durum bana Mevlana’nın fil ve kör adamlar hikâyesini hatırlatıyor. Bilirsiniz, kör adamlar dokunarak bir filin neye benzediğini anlamaya çalışıyorlar. Biri hortumuna dokunuyor ve filin dev bir yılan gibi olduğunu söylüyor. Kulağına dokunan hayır diyor, fil bir perde gibidir. Gövdesine dokunan ise duvar gibi olduğunu söylüyor. Hepsi kendi açılarından haklı. Mısır’da olan şey bu. Politik anlamda bütün resmi göremiyoruz. Bütün bu fikirleri barış içinde yaşayabileceğimiz tek formda harmanlamalıyız. Eğer bir adam açsa ona yemek veren elin rengine aldırmaz, yemekle ilgilenir. Hiç kimse Mısır’da gelecekte ne olacağını öngöremez. Bölünmeler, süreci kukla gibi manipüle edenler var ve kuklalar kukla olduklarını bilmezler.

Bundan sonrası için bir öngörünüz var mı?

Bütün bir Arap dünyası iç savaşın içinde. Mısır’da beni en çok korkutan şey bunun derinleşmesi. Bu iki vatandaşın birbirini öldürmesidir. Mübarek, Saddam Hüseyin ve Kaddafi gibi diktatörlerin devrilmesi dünyayı değiştirmedi. Sadece bir boşluk ve karışıklık oluşturdu. Bu bir geçiş dönemi ve oldukça acılı. Arap dünyasının ve Müslümanların içerisinde oldukları bu acı bir iyileşmeye dönüşecek diye inanıyorum. Tamah ve tüketim yerine daha prensipli ve iyi bir yaşam süreceğiz. Umutluyum. Dünyada ‘La ilahe illallah’ diyen tek bir kişi kaldıysa, ben umutluyum.

ARTIK BİLGİ MAKİNALARDA

Tasavvufu gençlere film gibi çağdaş araçlarla ulaştırıyorsunuz. Bağlantılı kuşak ile iletişim halindesiniz. Bu iletişim sizin için zor oluyor mu?

Sözde ‘bağlantılı’ bir kuşak. Bence bağlantısızlar. Işık aynı ama ışığın yansıması farklı. Her şeyh farklı ama ışık aynı yerden geliyor. Bugün modern olan şey 50 yıl önce değildi. Modernite değişen bir durum. Bu bir geçiş dönemi. Ben kendi adıma radyo, televizyon, bilgisayarlar ve akıllı cep telefonlarını gördüm. 1950′lerde IBM’den aldığımız bilgisayar bir oda büyüklüğündeydi. Şimdi ise gezegenin tüm bilgisi cebimizde. Anne- babalarımızın sahip olduğu bilgilerden çok çok fazla.

Geleneği anne-babalarımızdan değil makinalardan mı öğrenmeye çalışıyoruz?

Evet, sizin kuşağınız annelerinden daha çok makinalardan öğreniyor kelimeleri. Bu çok dengesiz bir durum. Anneden öğrenmek, bir insandan öğrenmek önemlidir. Çok fazla yanlış bilgi olan bir mecra. Televizyonlarda bile bir haber izliyorum, ‘Daha fazlası için bbc.com’a gir’ diyor. Gidip bilgisayar başına geçip internet sitelerine girmemi istiyorlar. Nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Televizyon ilk geldiğinde sadece radyonun resimlisi olduğu söylenmişti. Tabii ki bundan çok daha fazlasıydı ve kesinlikle çok az bir yayını eğitim için ayırdılar. Aynı şey şimdi internet için geçerli. Eğlence için kullanılıyor büyük oranda, eğitim için değil. Yüksek oranda onaylanmamış bilgiler içeriyor.

‘İçinde yaşadığımız bu beden hem bir krallık hem de mezardır’ diyorsunuz. Mezar olduğunu biliyoruz peki her beden kral olabiliyor mu?

Vücut bir eylemler kutusu. Yaptıklarımızı içeriyor. Vücut bir mucizedir. Hepimiz yürüyen mucizeleriz. Allah’ın verdiği bir çift gözle milyarlarca kilometre ötedeki yıldızlara bakabiliyoruz. Dilimiz kalbimizdekini söylüyor. Bu yüzden Allah onu dişler ile hapsetmiş. Garantiye almak için de bir çift dudak koymuş üzerine. Konuşmadan önce düşünelim diye. Nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi ve kim olduğumuzu anlamaya ihtiyacımız var. Bunu anlamak, nasıl bir krallık olduğumuzu anlamak… Allah evrene sığmaz, ama bir inananın kalbine sığar.

‘İnsanoğlu aldanıp, tüketiciliğin ve tamahın hâkim olduğu bir dünyanın mutlu bir hayatın cevabı olduğuna inanıyor.’ diyorsunuz. Siz Amerikalısınız. Orada bu tür duygularla başa çıkmak daha mı zor?

Tüketimciliğin tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna inanıyorum. Sahip olduğumuz her şeyin gerekli olmadığını fark etmeliyiz. Dünyaya zarar veriyoruz. İstediğimiz her şeyi yapabileceğimiz inancından kurtulmalıyız. Özgürlük başka şeylere zarar verebileceğimiz anlamına gelmez. Dünyada küresel bir kriz oluyor ve adını bilmediğimiz ülkeler bile bundan etkileniyor. Bu bir uyanın çağrısı. Uyan ve yaşam şeklini değiştir, israf etme.

SANAT TEK DİLDİR

İslam’ı resimle, filmlerle, fotoğrafla, sanatla anlatıyorsunuz. Sanatı da kendini bilmenin yolu olarak görüyorsunuz. Nedir sanatın sizdeki ‘sırrı’?

Eğer birimiz Türkçe, diğerimiz İngilizce konuşuyorsak zor iletişim kurarız. Ama önümüzde bir resim ya da fotoğraf varsa bakan kişiler olarak kendimizden bir şeyler koyabiliriz ve anı yaşatabiliriz. Ben bunları yaparak kendimi daha iyi tanıyorum. Meditasyon gibi geliyor. Ben Müslüman olan bir sanatçı değilim, sanatçı olan bir Müslüman’ım.

Hem Batılı hem de bir yönünüzle Doğulusunuz. Sanata nereden bakıyorsunuz?

Mesela Beethoven’ın yaptığı bazı besteler bu dünyaya ait değildir. Dünyadaki bazı şeyler bu dünyadan gelmezler. Kur’an’da geçtiği üzere, demir bu dünyaya sonradan gelmiştir. Hırka-i Şerif dünyada üretilmemiştir. Bu incelendi. Kumaşın nasıl yapıldığına bakıldı. Bunu dünyadaki herhangi bir insanın yapmış olması imkânsız. Hz. Yusuf’un gömleği de öyle. Bunlar farklı bir fabrikanın ürünü. Hz. İbrahim ateşe atıldığında, kendisi değil ama gömleği yanmıştı ve yeniden gömleğiyle belirdi. Bu gömlek Allah’tan gelmiştir. Aynı şekilde kutsal müzikler de vardır.

Dünyanın her yerinde sergiler açıyorsunuz. Etki alanınızı takip etme şansınız oluyor mu?

Tüm fikirler etkidir. Fotoğrafçı, yazar, ressam ve eğitimci olarak sosyal bir sorumluluğun içerisinde olduğumu biliyorum. Çünkü kimleri etkilediğimi bilemem. Profesyonel ilişki, ki ilişkilerimizin en önemsizidir, fakat en çok da ona vakit ayırırız. Kişisel ilişkilerimiz ikinci sırada gelir. En önemli olan Allah ile iletişim halinde olduğumuz özel hayatımıza ise en az vakti ayırmaktayız. Bence yaşadığımız her günü, her saati daha iyi değerlendirmenin yollarını aramalıyız.

   Gazete Boyut

 

   manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden
   sorumlu değildir.

 

Paylaş :

Diğer Haberler
Deprem sonrası yeni önlem: Altın ithalatı durduruldu
Siirt Fıstığı İçin Müthiş Tesis!..
İstanbul Havalimanı’nda 16 Bin Kişiye İş Fırsatı!
Çamlıca Camii'nde İlk Ezan Ne Zaman?
Hac İçin Ön Kayıtlar Başladı!..
Helal Expo Fuarı Başlıyor
Zekât Sistemi Hakkıyla İşletilirse!...
Ekmeğin Küflenmemesi İçin!..
Yakın Geleceğin Gözde Meslekleri!..
Turistin Yuttuğu 40 Bin Dolarlık Yüzük Çıkarıldı
Ürdün'den Mısır ve Irak'a Ekonomik Çağrı!
Merkez Bankasından Yıl Sonu Dolar Tahmini
Ali Karadaği'den TL Açıklaması
Bilin Bakalım 3. Havalimanının İsmi Ne Olacak?
Ramzan Bayramı'nda 11 Milyar Lira Ciro...
Türk Lirası Böyle Değer Kazanır!..
Cumhurbaşkanı: Ekonomide Her Kötülüğün Anası Faizdir
Çamlıca'daki Caminin Adı Bilin Ne Olacak?
2018 Hac Kuraları Çekildi
Faizsiz Üretim Hedef Alınıyor!..
Dünyanın En Zengin %1’i %50'ye Sahip
Yerli Otomobil Sakarya'da Üretilecek
Türkiye'nin En Yüksek Gölü Ziyaretçilerini Bekliyor...
Bu Tabiat parkı Diyarbakır’da
Ünlü Ekonomist Jim Rogers: Batı Medeniyeti Tamamen Çökecek!..
Buyurun Dünyanın İlk 'Yüzen Çiftliği!..'
İnsanlığı “bozan” 10 yemek!..
Çinli Mühendis Müslüman Olma Gerekçesini Açıkladı...
Türkiye Dünyanın Merkezi Olacak!..
980 Milyon İnsan Her Gece Aç Yatıyor!..
O Ekmekte Talebe Yetişemiyorlar!..
"AK Parti-Kürt İttifakı Türkiye'ye Kazandırır!.."
Emekliye Büyük Müjde!..
Rızkınızın Genişlemesi ve Bereketlenmesi İçin!..
Sur Tarihi Dokusuyla Yeniden Buluşuyor!..
  YAZARLAR
  GAZETE 1. SAYFALAR
  ÖNE ÇIKANLAR
  TARİHTE BUGÜN
19 Nisan 1915
Çanakkale Savaşı'nda İngilizler, torpido atarak E-15 Denizaltısını batırdı. ...
19 Nisan 1920
Kurtuluş Savaşı sırasında Beypazarı, Nallıhan isyanları başladı. ...
19 Nisan 1947
Hindistan ve Pakistan olarak iki ayrı devletine kurulması kabul ...
19 Nisan 1995
Borsada üç rekor birden kırıldı. Bileşik endeks 50 bin ...
 
  SON DAKİKA
» Deprem sonrası yeni önlem: Altın ithalatı durduruldu
» Depremde vefat edenlerin sayısı giderek artıyor!..
» Erkeğin, Hanımına Karşı Görevleri...
» Tarihî Harran Ulu Camii 8 Asır Sonra İbadete Açılıyor!..
» Siirt Fıstığı İçin Müthiş Tesis!..
» Ayasofya'da Gıyabî Cenaze Namazı Kılındı!..
» 31 yıllık Acı: Halepçe!..
» İslam'da Zekâtın Yeri ve Önemi!..
» Almanlar: Müslüman Başbakanı Tartışıyor
» Çamlıca Camii'nde İlk Ezan Okundu
» İmran Han: Keşmir Sorununu Çözen Nobel'e layıktır!..
» İstanbul Havalimanı’nda 16 Bin Kişiye İş Fırsatı!
» Çamlıca Camii'nde İlk Ezan Ne Zaman?
» İslam ve Müslümanlar Arasındaki Çelişki
» Kaza ve Kadere İmanın Mahiyeti
  PARA PİYASALARI
    Alış Satış
  USD %
  EUR %
  HAVA DURUMU
İstanbul /
Ankara /
İzmir /
  NAMAZ VAKİTLERİ
 
  GÜNÜN FOTOĞRAFI    Hepsini gör
  HARİTA

Haritayı Daha Büyük Görüntüle
  SON 24 SAAT
Copyright © 2008 - MANA HABER. Her Hakkı Saklıdır.  
manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.
Sitemizde yayınlanan yazı, resim, grafik, ses ve görüntüler, ancak izin alındıktan sonra, kaynak gösterilerek ve link verilerek yayımlanabilir.