İnsan kendi özelliklerini tanıdıktan sonra, evlenmek istediği kişinin özelliklerini de bilmelidir. Bunun için yine hayattan ne istediğini ne beklediğini dikkate almalıdır. Evlenecek kişinin “Ben şunları kesinlikle istiyorum, şu özellikler olsa iyi ama olmasa da idare eder, ama şunlar olmazsa mümkün değil yapamam” gibi net soruları ve cevapları olmalıdır. Fakat bunları yaparken, çok fazla da seçici davrandığınızda evlenmek sizin için ulaşılmaz bir şey haline gelebilir. Çünkü bazı gençler öyle şeyler istiyorlar ki, hayatta böyle bir şey yok, dolayısıyla böyle bir eşi de bulması mümkün değil. Evlilik üzerine araştırmalar yapan Weran adlı bilim adamı, 25 özellik belirliyor bunlardan bazıları şöyle:
- Duygusal olarak sağlıklı olmak
- Güçlü bir karaktere sahip olmak
- Enerji düzeyi yüksek olmak
- Zeki olmak
- Vücut kimyasının mizaca uygun olması
- Ekonomik yönden iyi olması
- İletişim becerisinin güçlü olması
- Çatışma çözebilirliğinin olması
- Belli alışkanlıklarını olması (temizlik, sözünü tutma vb.)
- Dindarlık
- Ortak ilgi alanı
- Belli sosyal görüşler
- Yeterliliği olmalı
- Yaş, dil, ırk giyinme, tarzına ait özellikler
Kişi evlenmeyi düşündüğü kişide istediği ya da istemediği özellikleri göz önündü bulundurmalıdır. Olmasını veya olmamasını istediği özelliklerden hangilerine sahip olduğunu ölçüp tartmalıdır. Bunun için iyi bir gözlemci ve iyi bir dinleyici olmak lazımdır.
Evlilik sıradan bir oluşum gibi görülse de, içinde zengin muhtevalar barındıran önemli bir oluşumdur. Burada spontane olarak gelişen bir kurallar bütünü ve hiyerarşi vardır. Ve aile içinde her şeyden önce eşler birbirlerine bağlıdır ve çocukları birlikte yetiştirmektedirler.
SPONTANE GELİŞEN İÇERİKLER
Spontane olarak gelişen bu hiyerarşi şu içeriklere sahiptir:
BAĞLILIK: Kişi karşısındakinin yani eşinin kendisi için en önemli kişi olduğunu bilmektedir. Ona karşı başka hiç kimseyle geliştiremediği bir bağlılık yaşamaktadır. Mesela kişi yaptığı her şeyi önce eşiyle paylaşmak ister, atacağı her adımda önce onu haberdar
eder. O hayatındaki en önemli kişidir.
GÜÇ UNSURU: Evlilik ortamı, iki farklı insanın oluşturduğu bir kurumdur. Burada bir güç unsuru vardır, ancak güç otoriteye dönüşmüşse, kişilerden biri ötekini denetlemeye başlayacaktır. Bu durumda taraflardan biri bağımlı ve pasif olurken, diğer taraf aktif bir
denetleyicidir ve gücü elinde tutmaktadır. Evliliklerde böyle bir dengesizlik olmamalı, güç paylaşılmalıdır, o takdirde aile içinde bir dengeden söz edilebilir. Kişinin kendisine şu soruyu sorması lazımdır. Evlilikte haklılık mı önemli, mutluluk mu önemli?
YAKINLIK: Şüphesiz bir insanın kendisine en yakın hissettiği kişi eşidir. Bu yakınlığı besleyen en önemli unsur da eşlerin birbirlerine karşılıklı doyum sağlamalarıdır. Kişi yaşamının büyük bir kısmını eşiyle paylaşarak bu yakınlığı pekiştirir.
İnsan yaşamında ihtiyaçlar, doyum arayışları meşru daireler çerçevesinde devam etmektedir. Bu da ailenin sevgi ve paylaşımcı ortamında olmaktadır.
Bu ihtiyaçlar silsilesi bilinen tasnif üzere şöyledir:
Duygusal ihtiyaçlar
Ekonomik ihtiyaçlar
Kendini gerçekleştirme ihtiyacı
İnsan bu ihtiyaçlarına ulaşırken, sorumsuzca ya da sınırları delerek hareket etmiyor eğitimle biçimlendirerek belli bir adap çerçevesinde yaşıyor.