Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Biz tek bir milletiz. 80 milyon vatandaşımızın hepsi, dillerinin, renklerinin, kültürlerinin, etnik kimliklerinin, mezheplerinin farklılığına rağmen hepimiz biriz, bütünüz, beraberiz." dedi.

Kurtulmuş, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği kente, Diyarbakır Havalimanında Vali Hüseyin Aksoy, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Mehdi Eker, AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Mehmet Galip Ensarioğlu ve Ebubekir Bal, AK Parti Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Abdurrahman Kurt ve diğer ilgililer tarafından karşılandı.

Kurtulmuş ve beraberindeki heyet daha sonra, Eğil ilçesindeki Hazreti Elyasa ve Hazreti Zülkifl peygamberlerin kabirlerini ziyaret etti. İkindi vakti gerçekleştirdiği ziyaret öncesinde buradaki camide namaz kılan Kurtulmuş, daha sonra Hazreti Elyasa ve Hazreti Zülkifl peygamberlerin kabirleri başında Kur’an-ı Kerim okudu, dua etti.

 "Diyarbakır'ın şimdiye kadar maalesef yanlış yüzü tanındı"

Külliye içerisindeki Hazreti Nebi Haruni Asefi'nin de kabrini ziyaret eden Kurtulmuş, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, Diyarbakır’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek şunları söyledi:

"Diyarbakır, peygamberler şehri. Türkiye'nin en kadim medeniyet eserlerini bünyesinde barındıran önemli bir şehrimiz. Diyarbakır'ın şimdiye kadar maalesef yanlış yüzü tanındı. Bundan sonra inşallah Diyarbakır'ın, peygamberler şehri olması, manevi bir merkez olması, bir irfan ve kültür şehri olması inşallah çok daha yakından milletimiz ve bütün insanlık tarafından yakından tanınacaktır."

Ramazanın birleştiriciliğine işaret ederek birlikte yaşama vurgusu yapan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Biz tek bir milletiz. 80 milyon vatandaşımızın hepsi, dillerinin, renklerinin, kültürlerinin, etnik kimliklerinin, mezheplerinin farklılığına rağmen hepimiz biriz, bütünüz, beraberiz. Aslında 1 milyar 700 milyon Müslüman, Fas’tan Endonezya’ya kadar olan bu coğrafyada hepimiz de aslında biriz. Ramazan da aslında bize bu birlik ve beraberliği bir kere daha öğretiyor. Hepimiz aynı sahuru yapıyoruz, aynı iftar sofralarında bir araya geliyoruz, aynı Allah'a inanıyor, aynı kıbleye yöneliyor, aynı peygamberlere inanıyoruz. Dolayısıyla aramızdaki kültürel, etnik kimlik, dil farklılıkları da bizim yaratılışımızın zenginliklerindendir. Bunu bir ayrılık vesilesi olarak asırlardır bu millet yapmadı, bundan sonra da yapmayacaktır. Bütün bu Anadolu ve geniş İslam coğrafyasında inşallah yaşadığımız bütün bu farklılıkları güç olarak kullanmayı başaracağız. Müslüman ümmeti, aziz milletimiz de yeniden tarihteki o güçlü, ihtişamlı günlerine dönecek.”