Huzurdan kovulduktan sonra Allah'a dönüp; Öyle ise onların tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver” dedi. “Beni rahmetinden mahrum ettiğin gibi bende kötülükleri,yeryüzünde onlara bezeyecek, onları isyan ettirerek hepsini de rahmetinden mahrum edeceğim.” Ve insanlık tarihi boyunca devam eden hak ile batılın savaşı tam da bu noktada başlamış oldu. Allah'a ve nizamına açılan bir savaştı bu!
Asla bir coğrafyası, bir dini ve milliyeti olmadı. Hristiyanlığın ve Museviliğin içini boşaltarak ilahi kitaplar tahrif edildi. Şimdi de Kabala formatlı Yahudilik ve Hristiyanlığı İslam'a monte ederek Muhammed'siz bir din ile İslam coğrafyasının kimyasını bozarak, birliğine ve dirliğine kasteden devasa bir düzen inşa ettiler. Allah'ın koyduğu düzeni, ahengi, yapılan taahhüdü bozarak değiştirmeyi planlıyorlar. Gen transferleri, ırklar ve türler arasında yeni türlerin ve ırkların üretilmesi, yapay zekâlar, yapay insanlar, gözle görülemeyecek kadar küçük robotlar ve sürekli masum Müslümanları katlederek yeni bir dünya kurmanın peşindeler. Canlılar dünyasının laboratuvarlarda yeniden düzenlenmesi ile ikinci yaratılış hedefleniyor.
Dünyayı her geçen gün felakete doğru sürükleyen bir çark işliyor. 1. ve 2.Dünya savaşlarıyla ilk aşaması gerçekleştirildi. Bu geçen sürede milyonlarca masum sivil insan hayatını yitirdi. Müslüman ülkelere yapılan müdahalelerle ve iç savaş yöntemleriyle İslam coğrafyası kana bulandı. Bugün de 3. Dünya savaşının tam ortasındayız. Kaos sonrası Kudüs merkezli tek dilli, tek bayraklı bir dünya federasyonu ile yeni bir dünya hâkimiyetinin temellerini atmak istiyorlar.
Allah, bu büyük düşmanın işini kolaylaştıran çok tehlikeli başka bir hasımdan da bahseder.Münafıklar, nifakçılar… Hamdi İşcan'a göre köken olarak “tarla faresi yuvası” anlamına geliyor. Bilindiği gibi tarla faresinin ve köstebeğin yuvasının iki ağzı vardır. Bu kapılardan hangisinden yakalanırsa diğerinden çıkar. Yani İslam olduğunu söyleyerek kâfir olduklarını saklayan tehlikeli bir güruhtan bahsediliyor. Bugün İslam âleminin en sinsi en tehlikeli Kur'an'a göre en yaman düşmanı işte bu münafıklardır.
En büyük özellikleri hak ile batılı bilerek karıştırarak nifak tohumları saçmalarıdır. Öyle kiMefatihu'l Gayb'de bu durum şöyle anlatılır. “Yahudiler birbirlerine eğer Muhammed'i her getirdiği şeyde yalanlarsanız sizin cahilleriniz yalancı olduğunuzu anlarlar. Çünkü onun getirdiği şeylerin pek çoğu haktır. Lakin onun getirdiği şeylerin bir kısmını kabul edip bir kısmını inkâr ederseniz halk, sizin O'nu yalanlamanızın adaletinizden dolayı olduğunu zanneder.”
Bu tayfa Bakara suresinde de ifade dildiği gibi; “Ne zaman onlara yeryüzünde fesat saçmayın denilse biz sadece barışçıyız, ortalığı düzeltmekten başka işimiz yok derler.” Yani toplumun huzur ve nizamını baltalayarak küresel çeteye yol veren bu kesim giydikleri özgürlük, ıslahçı ve demokrasi gibi elbiselerle bir bakıma kuzu postuna bürünebilme hünerine de sahiptir.
Münafıkların en belirgin özellikleri savaş ve kriz anlarında ortaya çıkar. Çünkü onlar için böyle zamanlar Müslümanları zayıflatıp, çökertmek ve birlik beraberliğini parçalamak için bulunmaz imkânlar doğurur. Hendek Savaşı'nda kuşatma biraz uzun sürünce ortaya çıkıp şöyle demişlerdi; “Muhammed bize Kisra ve Kayser'in hazinelerini vaat ediyordu. Hani ne oldu? Oysa bugün herhangi birimiz tuvalete gitmek için bile güvenlikte değiliz”. Bu ifadeler bugün de bir yerlerden aşina geliyor değil mi?
Bakınız Maide 41. Ayette Allah, peygamberimizin şahsında kıyamete kadar gelecek İslam âleminin önderlerini bir bakıma münafıkların “casusluk” gibi en belirgin özellikleri konusunda uyarıyor. “Senin yanında olmayan bir grup hesabına casusluk için dinlerler” diyor. Bugün Türkiye'de küresel çete namına illegal dinleme yöntemleriyle casusluk yapan kimlerdi? Kuşkusuz şeytanın ordusu olmayı gönülden kabul etmiş olan münafık terör örgütü FETÖ'den başkası değildi. Ve yine bizdenmiş gibi görünerek İslam âleminde ABD politikalarının savunuculuğunu yapan ve Müslümanları arkadan hançerleyen zevat da aynı davayı gütmektedir.
Keza bugün İslam'ı ortadan kaldırmak için tuzak kuranlarla işbirliği yapan sözüm ona Müslüman liderler de bu münafık zümredendir. Ortada Allah'ın iradesine, takdirine karşı açılmış büyük bir savaş var. Bu savaşta elimizi güçlendirmek, direnme kabiliyetimizi arttırmak için ülkemizde çetin bir mücadele veriyoruz. Bu mücadele verilirken bugünlerde Erdoğan'a adalet(!) gereği çemkirenleri de samimi bulmuyorum. Erdoğan, küresel çetenin Yeni Dünya Düzeni çarkına çomak sokan sahici bir liderdir. Bu yüzdendir ki şeytani düzenin ve onun münafık ordusunun hedefindeyiz. Bugünlerde Erdoğan'ın karşısında alternatif bir lider arayışına giren bu tayfanın şerrinden de Allah'a sığınırız.-Ufuk Coşkun