Önceki yazılarımızda bir takım mehdilik iddiasında bulunan kişilerden söz etmiştik. Bunların bazılarının rahatsızlıkları belirgindir. Abuk sabuk davranış ve sözlerle çevrelerindekileri usandırır veya tehlikeli olabilecek hareketleri olur.
Yakınları da hemen psikiyatri hekimlerine muayene için getirirler. Neredeyse her hafta böyle birkaç hasta görürüm.
Geçenlerde önceden hastam olan biri Almanya’dan aradı. “Lütfen üzerinize düşeni yapın. Yoksa Rabbim indinde mesul olursunuz” dedi. “Nedir yapmam gereken?” diye sorunca kendisinin mehdi olduğunu, bunu devlet yetkililerine bildirmemi söyledi. “Peki, nasıl anlayacağım mehdi olduğunu?” diye sorunca medyada kendini mesih ilan eden eski bir milletvekilinin adını verdi. Ona sorabilirmişim.
Bu kişi zaten uyuşturucu kullanan, yıllarca hapis hayatı olan biriydi. Ciddiye alan olmazdı. Esas tehlikeli olan dışarıdan sağlıklı görünen ancak mehdilik hezeyanı ile ortaya çıkan bir takım şarlatanlardır. Bunlar insanları tehlikeye itebilmektedirler. Bunlardan birkaç örnek vermek istiyorum:
Güneydoğu illerimizden gelen bir dostumuz vahim şeyler anlattı. İlçelerinde sevilen, insanlara faydalı olan bir şeyh varmış. Vefat edince bağlılarından genç biri, “şeyhlik bana geçti” diyerek ortaya çıkmış. Sonra da bir takım rezaletler, dinimize uygun olmayan durumlar yaşanmaya başlamış. Dostumuz, “Muhakkak bu sahtekârın önüne geçilmeli. Yaptıklarını size anlatsam nutkunuz tutulur. Mübarektir, bir hikmeti vardır denilerek kimse itiraz dahi etmiyor.”
Bir başka örnek olarak Adapazarı’nda dostlarımıza gelen mesajı vermek istiyorum. Teknolojiyi iyi kullanan bu sahte mehdi ayet ve hadislere dayanarak, güzel ve düzgün cümlelerle kendisine mehdilik geldiğinin bildirildiğini anlatmış. Meğer çok sayıda da inananı varmış. Ne derse yapmaya hazırlarmış. Bu sahtekârın mesajını gönderen dostumuz, “Çok kötü şeyler oluyor, bir şeyler yapın lütfen. Bu şarlatan insanlar kapılmış” diye feryat ediyordu.
Günümüzde mehdilik, kurtarıcılık takıntısı tam bir çılgınlık halindedir. Gerçekten ortalık karışık, her kafadan bir ses çıkıyor. Prof. Dr. Sefa Saygılı