Müslüman kadınlar, erkekler ve çocuklar yalnızca dinleri nedeniyle değil, aynı zamanda ten renkleri ve etnik ya da göçmen geçmişleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyorlar. AB’de doğan genç Müslümanlar ve dinî kıyafet giyen kadınlar bu durumdan özellikle etkileniyor.
FRA’nın ‘AB’de Müslüman Olmak’ raporu, bizim sekiz yıldır her sene yayınladığımız Avrupa İslamofobi Raporu’ndaki gözlemlerimizi Avrupa çapında yapılan bir anketle sahadan verilerle doğruluyor.
‘AB’de Müslüman Olmak’ raporu, 13 AB ülkesinde 9 bin 604 Müslüman katılımcıyla yapılan çok geniş kapsamlı bir ankete dayanıyor. Hamas’ın 7 Ekim’deki İsrail saldırıları ve sonrasında, Gazze’de başlayan savaş öncesinde, Ekim 2021’den Ekim 2022’ye kadar toplanan verilerin Gazze Savaşı sonrası daha da artan İslam düşmanlığını yansıtmadığını belirtmeliyiz.
Buna rağmen 7 Ekim öncesinde de Avrupa’da durumun iç karartıcı olduğunu çok açık bir şekilde görüyoruz.
Rapor, bugün AB’de yaşayan birçok Müslüman için ırkçılık, ayrımcılık ve tacizin günlük bir gerçeklik olmaya devam ettiğini gösteriyor.
FRA’nın bundan sekiz yıl önce yani 2016’da yayınladığı ankete göre rapor; İslamofobi’nin bariz şekilde arttığını, özellikle iş ve konut piyasasında bu artışın dikkati çekici olduğunu ortaya koyuyor. Raporun bazı çarpıcı bulgularına bakalım:
Irkçılık – AB’de neredeyse her iki Müslüman’dan biri (%47) ırkçı ayrımcılık yaşıyor. Bu oran 2016’da %39’du. 13 anket ülkesinde en yüksek oranlar Avusturya (%71), Almanya (%68) ve Finlandiya’da (%63) görülüyor.
İş – Müslümanlar en çok iş ararken (%39) veya iş yerinde (%35) ayrımcılıkla karşılaşıyor. Bu oranlar 2016’da sırasıyla %31 ve %23’tü. Bu durum, konut, eğitim veya sağlık gibi diğer yaşam alanlarını da etkiliyor.
Konut - Katılımcıların üçte biri (%35), ayrımcılık nedeniyle ev satın alamadığını veya kiralayamadığını belirtiyor. Bu oran 2016’da %22’ydi. Engelli Müslüman katılımcılar konut piyasasında daha fazla engelle karşılaşıyor ve %46’sı konut piyasasında ayrımcılık yaşıyor.
Dinî kıyafetler - Dinî kıyafet giyen kadınlar giymeyenlere kıyasla daha fazla ırk ayrımcılığı (özellikle iş ararken %45’e karşı %31) yaşıyor. Bu oran, dinî kıyafet giyen genç kadınlar (16-24 yaş) için %58’e çıkıyor.
Irkçı taciz – Müslüman katılımcıların neredeyse üçte biri (%27) anketten önceki beş yıl içinde ırkçı tacize uğradı; çoğu birden fazla kez taciz yaşadı.
Ayrımcı profilleme – Ankete katılanların yarısına yakını (%49) polis tarafından durdurulduklarında, son durdurulmalarının ırk profillemesi nedeniyle olduğunu düşünüyor.
Eğitim – Müslüman katılımcıların okulu erken bırakma olasılığı genel AB nüfusuna göre üç kat daha fazla (%30’a karşı %9,6).
Yoksulluk – Müslüman katılımcıların üçte biri (%31) geçimlerini sağlamakta zorlanıyor. Bu oran genel hanelerde %19. Ayrıca Müslümanların kalabalık konutlarda yaşama olasılıkları iki kat daha fazla (%40’a karşı %17).
FRA, ırkçılığı ve ayrımcılığı etkin bir şekilde ele almak için AB ve üye devletlere şu çağrılarda bulunuyor:
Müslüman karşıtı ırkçılığa odaklanın – AB’nin 2025 sonrası için anti-ırkçılık eylem planını yenileyin ve Müslüman karşıtı ırkçılıkla mücadeleye yönelik özel önlemler ekleyin.
Veri toplayın – Daha iyi politikalar geliştirmek için her türlü ayrımcılık gerekçesi üzerine veri toplayın ve izleme için kıstaslar, hedefler ve göstergeler geliştirin.
Yasaları uygulayın – Ayrımcılık karşıtı yasaları doğru bir şekilde uygulayın ve ayrımcılık ile nefret suçları için daha ağır yaptırımlar getirin.
Eşitlik organlarını destekleyin – Eşitlik organları için bağlayıcı standartlar içeren yönergeleri uygulayın. Ayrımcılıkla etkin ve bağımsız bir şekilde mücadele edebilmeleri için eşitlik organlarının gerekli yetki ve kaynaklara sahip olmasını sağlayın.
Irkçı profillemeyi engelleyin – Yasa dışı polis profillemesine yol açan ayrımcı kurumsal uygulama ve kültürleri ortadan kaldırın.
Hayatın her alanında ırkçılıkla mücadele edin – Eğitim, istihdam, konut ve sağlık alanlarında ırkçılıkla mücadeleye yönelik hedefli çabalar sarf edin.
Doç. Dr. Enes Bayraklı