27 Kasım 2024 Çarşamba
02:44
Düşünce   Önceki Haber     |     Sonraki Haber       |      ANA SAYFA
Hızlı Yazdır! Hızlı Yazdır        
Yazı boyutunu:    

Tarih/Saat: 16 Ekim 2016 Pazar, 22:23:54

Ölü; Boğulmak Üzere Olup, İmdat İsteyen Kimse Gibidir!

Evet, kabirdeki hâlimiz budur, boğulmak üzere olup imdat isteyen kişinin hâli gibi… O anı hayal edebiliyor musunuz? Daracık ve karanlık bir mekânda, bütün dünya nimetlerinden mahrum karanlık bir yerde, bütün dostlardan uzak, yalnız, kimsesiz ve tek başına… Ümitler tükenmiş, emeller bitmiş, hayaller kesilmiş bir hâlde…

Kabirdeki ölü; boğulmak üzere olup, imdat isteyen kimse gibidir. Evet, kabirdeki hâlimiz budur, boğulmak üzere olup imdat isteyen kişinin hâli gibi… O anı hayal edebiliyor musunuz? Daracık ve karanlık bir mekânda, bütün dünya nimetlerinden mahrum karanlık bir yerde, bütün dostlardan uzak, yalnız, kimsesiz ve tek başına… Ümitler tükenmiş, emeller bitmiş, hayaller kesilmiş bir hâlde…

Abdullah İbn-i Abbas (r.a.) rivayet etmiştir. Allah’ın Resulü (s.a.v.)  şöyle dedi: “Kabirdeki ölü, boğulmak üzere olup imdat isteyen kişi gibidir. Babasından, anasından, kardeşinden veya dostundan kendisine ulaşacak bir duayı bekler. O dua kendisine ulaşınca, dünya ve içindekilerden kendisine daha sevgili olur. Allah-u Teâlâ, yer ehlinin duasından kabir ehline, dağlar gibi (rahmetler) indirir. Muhakkak ki dirilerin ölülere hediyesi, onlar için istiğfarda bulunmaktır.”(Beyhaki, Şuabu’l İmam No 7905)

Bu hadis-i şerif, kişinin kabirdeki hâlinden haber vermekte ve o günün sıkıntı ve umutlarından bahsetmektedir. Cenab-ı Hak rahmetinin hürmetine o günün sıkıntı ve hüzünlerinden bizleri emin eylesin. Âmin!

Hadis-i şerifimizi Abdullah İbn-i Abbas (r.a.) rivayet etmiştir.

قَالَ رَسُولُ اللَّه صلى الله عليه و سلم Allah’ın Resulü (s.a.v.)  şöyle dedi:

مَا الْمَيِّتُ فِى الْقَبْرِ اِلاَّ كَالْغَرِيقِ الْمُتَغَوِّثِ Kabirdeki ölü, boğulmak üzere olup imdat isteyen kişi gibidir… Evet, kabirdeki hâlimiz budur, boğulmak üzere olup imdat isteyen kişinin hâli gibi… O anı hayal edebiliyor musunuz? Daracık ve karanlık bir mekânda, bütün dünya nimetlerinden mahrum karanlık bir yerde, bütün dostlardan uzak, yalnız, kimsesiz ve tek başına… Ümitler tükenmiş, emeller bitmiş, hayaller kesilmiş bir hâlde… Kişi imdat ister, yardım bekler, bir kurtarıcı arar, bir yere sığınmak ister… O anı hayal edebiliyor musunuz? Acaba bu hâldeki bir insan ne bekler ve ne ile mutlu olur? Acaba kabrin o karanlık çukurunda yatan kişiyi ne mutlu eder?

يَنْتَظِرُ دَعْوَةً تَلْحَقُهُ Kendisine ulaşacak bir duayı bekler… Evet, onun beklediği bir duadır, ruhuna bağışlanmış bir Kur’an’dır, sevabı ona bağışlanmış bir sadakadır ve hakeza… Kabirde ve yerin bir metre altında bunlardan başka hiçbir şeyin kıymeti yoktur. Eğer kabir ehline seslenseniz ve deseniz ki: “Elimde bir kese altın var, kim ister?”

Oradan bir ses duyamazsınız, bir istek ve bir talep göremezsiniz. Ancak şöyle deseniz: “Kimin ruhuna bir Fatiha okuyayım, kimin ruhuna bir dua göndereyim?” Hepsi ellerini uzatır ve “Bana, bana oku!” derler.

İşte kul, kabirde kendisine ulaşacak bir duayı bekler. Peki, kimden bekler?

مِنْ اَبٍ اَوْ اُمٍّ اَوْ اَخٍ اَوْ صَدِيقٍ Babasından, anasından, kardeşinden veya dostundan… Yani kendisini tanıyanlardan ve dostlarından bekler. Dünyada iken arkadaş olduğu insanlardan bekler. Bu babasıdır, anasıdır, kardeşidir, eşidir, evladıdır, arkadaşıdır ve hakeza…

Bu arada, anasını, babasını, akrabalarını ve dostlarını unutanların ve bir duayı onlara çok görenlerin kulakları çınlasın!

Peki, kendisine bir dua ulaşan kabir ehli ne yapar? Bu duaya ne kadar sevinir? İşte cevabı:

فَاِذَا لَحِقَتْهُ كَانَتْ اَحَبَّ اِلَيْهِ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا  O dua kendisine ulaşınca, dünya ve içindekilerden kendisine daha sevgili olur… Yani eğer ona dünyada iken, dünya ve içindekiler bitamamiha kendisine verilseydi, ne kadar sevinirdi! İşte, kabirde iken kendisine ulaşan bir duaya bundan daha çok sevinir.

Ne mutlu arkasından dua okunanlara! Ne mutlu öldükten sonra unutulmayanlara! Ne mutlu hayırlı evlatlar ve dostlar tarafından ismi anılanlara! Ne mutlu…

وَ اِنَّ اللَّهَ لَيُدْخِلُ عَلَى اَهْلِ الْقُبُورِ مِنْ دُعَاءِ اَهْلِ اْلاَرْضِ اَمْثَالَ الْجِبَالِAllah-u Teâlâ, yer ehlinin duasından kabir ehline, dağlar gibi (rahmetler) indirir... Evet, Allah-u Teâlâ, o duadan hâsıl olan nuru ve rahmeti, dağlar gibi, kabir ehline indirir. Edilen her dua, bağışlanan her Kur’an ve ölü için yapılan her iş, ölüye ulaşır ve sevabı o ölünün defterine yazılır.

وَ اِنَّ هَدِيَّةِ اْلاَحْيَاءِ اِلَى اْلاَمَوَاتِ اْلاِسْتِغْفِارُ لَهُمْMuhakkak ki dirilerin ölülere hediyesi, onlar için istiğfarda bulunmaktır… Demek, ölen sevdiklerimizin affı için Allah’a dua etmeli ve Allah’ın onları affetmesi için yalvarmalıyız. Bu, dirinin ölüye hediyesidir. Eğer ölülerimize kıymet veriyorsak ve dostluğun da hakikatine ulaşmışsak, onları hediyesiz bırakamayız.

Ne mutlu o ölülere ki, arkalarında hakiki dostlar bırakmışlar ve dostları onlara devamlı hediyeler gönderiyor! Ne mutlu, kabre girince unutulmayanlara…

Ehl-i kabrin dua beklemesi ve onlara yapılan duaların bereketinden istifade etmeleri hususunda birçok hadis-i şerif mevcuttur. Makam münasebetiyle bir kısmını burada nakletmeyi uygun buluyoruz:

Ebu Hureyre (r.a.) rivayet etmiştir. Allah’ın Resulü (s.a.v.)  şöyle dedi: “Şüphesiz ki Allah-u Teâlâ, salih bir kulunun cennette derecesini yükseltir. O: ‘Ya Rabbi! Bu bana nereden geldi?’ diye sorunca, Mevla Teâlâ: ‘Çocuğunun senin için istiğfar etmesi sebebiyle’ buyurur.” (Ahmed İbni Hanbel, Müsned No 10615)

Ebu Hureyre (r.a.) rivayet etmiştir. Allah’ın Resulü (s.a.v.)  şöyle dedi: “Kim ebeveyninden birine bedel haccederse, bu hac ile onun borcunu ödemiş olur. Bu durum semadaki ruhuna müjdelenir. Kişi, anne ve babasına karşı isyankâr bile olsa (bu iyiliği sebebiyle) Allah’ın nezdinde iyi kullar meyanında yazılır.” (Taberâni Mu’cemu’l-Kebir (3, 282)

İbni Abbas (r.a)’dan rivayet edildiğine göre, bir adam şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resulü! Benim annem vefat etti ve vasiyette bulun­madı. Onun adına sadaka vermem, kendisine fayda verir mi?”

Peygamber Efendimiz: “Evet” dedi. (Buhari: (55) Kitabu’l-Vesayâ. Tirmizî: (5) Kitabu’z-Zekât)

Ebu Hureyre (r.a.) rivayet etmiştir. Allah’ın Resulü (s.a.v.)  şöyle dedi: “Kul vefat edince bütün amelleri kesilir; üç ameli müs­tesna: Sadaka-i cariye, kendisi ile faydalanılan bir ilim ve kendisine dua eden salih bir evlat.” (Müslim: Kitabu’l-Vesaya, Hadîs No:14)

Ebu Üseyd Malik (r.a.) anlatıyor: Bir adam: “Ey Allah’ın Resulü! Anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkânı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?” diye sordu. Resulullah (s.a.v.): “Evet vardır.” dedi ve açıkladı: “Onlara dua etmek, onlar için Allah’tan istiğfar talep etmek, onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasının akrabalarına karşı da sıla-i rahmi ifa etmek ve anne ve babanın dostlarına ikramda bulunmak.” (Ebu Dâvud, Edeb: 129, (5142); İbnu Mâce, Edeb: 2, (3664))

   yeniakit.com.tr

 

   manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden
   sorumlu değildir.

 

Paylaş :

Diğer Haberler
Yaradılıştaki hikmet
Birlik ve Beraberlik
İslam iktisadı ve faiz
BEDİUZZAMAN: "Zulmederek hürriyet fikri yok edilemez!.."
Çok Önemli bir kurum: "Hisbe Teşkilatı"
“Güzel, bazılarından kendini gizler!..”
İsmailağa Cemaati Üzerine Oynanan Oyunlar!
Ali Erbaş: “Batı, ilmi işgal ve imhada kullanıyor!..”
Küresel Sistemin Süper Güçleri
Bomboş şeyler peşinde koşarken hayatı kaçıran çağdaş insan!..
"Zulüm, alimlerim mücadelesiyle bitecek!"
Cinsiyetsizlik ve Cinsel Sapma
İslâmî cemaatlerin birliği?
"İslam Birliği" hayal değildir...
Erkeğin, Hanımına Karşı Görevleri...
İslam'da Zekâtın Yeri ve Önemi!..
Allahü Teâlâdan Başka Yaratıcı Yoktur!..
Kaza ve Kadere İmanın Mahiyeti
Âhirete İnanmayanın Vay Haline
Mesuliyetimiz Büyük, Daha Çok Çalışmalıyız!..
Rızkı Artıran, Ömrü Uzatan ve Hayatı Cennete Çeviren Bir İş!..
Müslüman Şahsiyetin En Temel Özelliği: Halîm Olmak
Kuran-ı Kerim En Büyük Mucizedir
Tasavvuf İlmi Neden Gereklidir?
Müslüman Mütevazı Olmalıdır...
Müslümanın Karakteristik Bir Vasfı: Hilim
Dinin Tarifi ve Mahiyeti
İslamda Hilmin Yeri ve Önemi
Kurban Hakkında Bilinmesi Gereken Bazı Hükümler
Arefe Gününün Fazileti Büyüktür
Din Nedir?
Müsamaha Medeniyeti...
Orucun Fayda ve Hikmetleri
Kadir Gecesi'nin Fazileti
BİRAZ EDEP YAHU
Copyright © 2008 - MANA HABER. Her Hakkı Saklıdır.  
manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.
Sitemizde yayınlanan yazı, resim, grafik, ses ve görüntüler, ancak izin alındıktan sonra, kaynak gösterilerek ve link verilerek yayımlanabilir.