4 Kasım 2024 Pazartesi
08:48
Düşünce   Önceki Haber     |     Sonraki Haber       |      ANA SAYFA
Hızlı Yazdır! Hızlı Yazdır        
Yazı boyutunu:    

Tarih/Saat: 27 Ekim 2024 Pazar, 19:19:30

"İslam Birliği" hayal değildir...

İslam, Kâinat âleminin dengesidir. Kâinat âleminin içindekilerinin de dengesidir. Bu denge âdilâne ve yerli yerine yerleştirilmiş hali ile İslam sistemidir.

Bu sorunun cevabı, sorudan daha karmaşıktır. Karmaşık oluşu da yorumcuların alt yapı kapasitelerinden kaynaklanmaktadır. Bugün herkes kurtarıcı olmuş, diretiyor. 

Allah’dan başka güç sahibi yoktur. O’ndan başkalarının güçleri verilip geri alınan geçici ve emanet yetkilerdir. Allah’dan başka güç sahipleri, kendileri gibi âcizler tarafından bloke edilir, güçleri engellenir. Her biri birbirinden âciz kalır. 

Allah’ı hiçbir şey engelleyemez. Onun için de hiçbir yorumun değer ifade etmeyeceği kendiliğinden ortaya çıkar ve netleşmiş olur. Allah ne dilerse o olur.

Fakat burada da ilginç ve çarpıcı bir soru akla gelir; Öyle ise, hiçbir şey tarafından etkilenmeyen ve engellenemeyen Allah, niçin dinine sahip çıkmıyor ve müslümanlara yardım etmiyor? Yoksa bundan dolayı İslam birliği hayal olarak mı kalacaktır?

Böylesi bir fiyasko ve böylesi bir vahamet Allah’a nasıl isnat edilebilir? Şimdi biz her türlü inanç sahibini bir kenara bırakalım, “Biz Allah’a inanıyoruz” iddiasında bulunan müslümanlara soralım. Böylesi bir fiyaskoyu ve böylesi bir vahameti Allah’a isnat edebilir misiniz? Böyle bir durumda sizin hükmünüz ne olabilir? Bu durumda hakkınızda ağır bir hüküm çıkarsa siz buna razı olup gönülden kabul edebilir misiniz? 

Hem de bugün olduğu gibi İslam coğrafyasına ve tüm değerlerine çılgınca saldırılardan memnun musunuz? Yıkılan beldelerin, yok edilen günahsız nesillerin ve çılgınca toprağa gömülen medeniyetin engellenmesi hususunda ne yaptınız? Evet, miting yaptınız, basın açıklamaları yaparak caddelerde yürüyüş yapıp bağrıştınız!

Siz ucuz ve etkisiz tepkiler ile uğraşırken, Netanyahu insanlık tarihinin en büyük yıkımlarından birini yaptı. Yeni doğmuş bebeklere bile acımıyor, vurdukça vuruyor. Gazze’yi yıktığı gibi çevresine saldırılarını sürdürüyor. Türkiye toprakları üzerindeki emellerini gizlemiyor. Bütün bunların karşısında dünya müslümanları bir türlü kendilerine gelemiyorlar. Toplantı ve beyanatlarla yetiniyor ve tedbir almıyorlar.

Siyonizm ve haçlı işbirlikçileri Firavun yöntemini kullanarak İslam coğrafyasını hem sömürdüler ve hem de birlik idealinden yoksun bıraktılar. Bu acı ve feci durumu bakın Rabbimiz nasıl beyan ediyor; Çünkü onlar fâsık kavimdiler (Zuhruf:43/54) Evet, şimdi yukarıdaki soruları ve açıklamaları unutmadan, Rahman, Rahîm ve Âdil Rabbimiz yalnızca birkaç ayet ile bize ne kadar manidar mesajlar görelim.

Siz bir kavim ile savaşmaz mısınız ki, onlar yeminlerini, ahidlerini bozdular ve Peygamberi Mekke’den çıkarmağa karar verdiler. Üstelik ilk önce size saldırmaya onlar başladılar. Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer gerçek müminler iseniz, Allah, kendisinden korkmanıza daha ziyade lâyıktır. O ahdi bozan ve haddi aşan kavimle savaşın. Allah sizin ellerinizle onlara azap eder, onları perişan eder, onlara karşı size yardım eder ve mümin kavmin kalplerine şifa verir. (Tevbe:9/ 13,14)

Ey müminler, hoşunuza gitmediği halde, din düşmanları ile savaşmak üzerinize farz kılındı. Olur ki, bir şey hoşunuza gitmezken, sizin için o hayırlı olur ve bir şeyi de sevdiğiniz halde o, şer olur. Allah bilir, siz bilemezsiniz. (Bakara:2/216) 

Müşrikler sizinle toplu halde savaştıkları gibi siz de onlarla toplu halde savaşın ve biliniz ki, Allah gerçekten muttakiler ile beraberdir. Tevbe:9/ 36) 

Hele O Allah bize; “Ey Rabbimiz! Sen vadinden caymazsın” diye dua etmemizi emretmişken İslam birliği zaferi nasıl hayal olur? “Biz Peygamberlerimizi kurtarırız. İman edenleri de kurtarırız. Müminleri, kurtarmak üzerimizde haktır. (Yunus:10/103)

Allah ahdini gerçekleştirmekten âciz değildir. Buna inanmak gerekmez mi?

Hey “O MÜMİNLER!” siz, siz neredesiniz!!? Esselamu aleykum. 

İslam, Kâinat âleminin dengesidir. Kâinat âleminin içindekilerinin de dengesidir. Bu denge âdilâne ve yerli yerine yerleştirilmiş hali ile İslam sistemidir. 

Kâinatta âdilâne olmayan hiçbir şey yoktur. Allah Teâlâ’nın sıfatlarından adalet” olarak “El-Adlü masdar sığasındadır. Mana itibarı ile “mutlak Âdil” ancak Allah’dır, anlamındadır. Ayetelkürside  “Göklerin ve yerin korunması O’na ağır gelmez.” İfadesi kullanmaktadır. Çünkü varlıklar âleminde âdil olan ancak Allah’dır. 

Hem de Allah Kayyûmdur ve Âdildir. Gerek Kayyûm ve gerekse Adl sıfatları ile Allah’ın diğer sıfatlarıyla beraber ebeddir ve ezeldir. Allah’dan başka ne ve kim varsa hem mahlûktur hem de fânidir. Allah’ın hükümranlığı dışında hiçbir şey yoktur. Her şey O’nun hükümranlığı dâhilindedir. Ne kadar inkârcı varsa ve ne kadar gâfil varsa hepsinin isyanı, ancak basitliklerini ve akıl özürlüsü olduklarını ispatlar.

Bunlara rağmen aklını çalıştırıp iman edecek olanlar ise bizatihi Allah Teâlâ tarafından tebcil edilmektedirler; Ey müminler, size meclislerde yer açın denildiği zaman, yer açıverin, Allah da size genişlik versin. Size kalkın denildiğinde de kalkıverin, Allah da iman edenlerinizi yükseltsin. Kendilerine ilim verilenlerin derecelerini âli eylesin. Siz her ne yaparsanız, ondan da haberdardır. (Mücadele 58/11)

Bu ayeti kerime de gösteriyor ki, istisnasız bütün varlıkların yönetimi tek bir kudretin elindedir. Bu yönetim tarzının adı “tevhiddir.” “Tevhid” beşerî alana da sunulmuş ve beşerin sisteme bağlı kalmaları emredilmiştir. Ters düşenler bütün uyarıları, ibretleri ve hikmetleri algılama özürlüsü oldukları için şeytanın tebaası oluyorlar. Şeytanın tebaası, kendilerini Yaradan ve akıl gibi nimetle değerlendirip donatan O Kudrete isyan ediyorlar. O Kudret Allah Teâlâ da hem onları öldürüyor ve hem de sonsuz gelecekte onları cehennem azabı ile cezalandıracağını bildiriyor.

Şeytanın tebaasını böyle teşhir eden Rabbimiz, kendine inanan kullarına nasıl olmalarını bildiriyor. Bunu, Hac suresinde bir ayeti kerimede görmeye çalışalım, dertlenelim, elimizden gelirse vicdanlarımızı canlandıralım; 

Allah yolunda cihad edin, hem de Onun muradına uygun cihadı edin. O sizi bunun için seçti. Sizin üzerinize dinde güçlük vermedi. Babanız İbrahim’in milleti gibi. O Allah bundan önce size müslümanlar ismini verdi ve bunda da müslüman ismini verdi. Ki, Resûl sizin üzerinize şahit olsun ve siz de insanlar üzerine şahitler olasınız. Siz namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı bağlanın. O sizin mevlânızdır. O ne güzel mevlâ ne güzel yardımcıdır. (Hac:22/78)

Ayette genel ve asıl cihad anlatılıyor. Cihadın devamında çok önemli ve uyulması gereken temel değerler sunuluyor. Gelen ayette de müslümanlar arasında çıkabilecek uyuşmazlıklar ve çözümü istikametinde ki emirler verilmektedir;

Eğer müminlerden iki grup savaşırsa, aralarını ıslah edin. Eğer onlardan biri diğerine azgınca saldırırsa, onunla, Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşın. Sonunda teslim olup Allah’ın emrine dönerse, yine adaletle aralarını ıslah edin ve kıst adaleti uygulayın. Allah kıst adaleti ile hüküm verenleri sever. (Hucurat:49/9) 

Kayyûm ve Âdil Allah burada da kıst adaletini dile getiriyor. Kıst adaleti, adaletin özüdür ve hiçbir katkısı olmayan adalettir. İslam Birliğinin temel değerlerinden biridir. İnsanlığın mutlaka muhtaç olduğu bu adalet müslümanlara şahsiyet kazandırmalıdır. Bu da müslümanları hayalden hakikate yönlendirmelidir.

Allah vadinden dönmeyen Âdildir. Bir de Onun yarattığı insana bakın!

İslam Birliği zaferi, aklı vahyin emrine verenlerindir. Esselamu aleykum. (İlhan Oral)

islam islâm haber mana mâanâ manevi mânevi manevî maneviyat mâneviyat birlik birliği islam birliği mana haber doğru gaber doğru bilgi islamiyet islam âlemi islâm âlemi 

   yeni akit

 

   manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden
   sorumlu değildir.

 

Paylaş :

Diğer Haberler
Küresel Sistemin Süper Güçleri
Bomboş şeyler peşinde koşarken hayatı kaçıran çağdaş insan!..
"Zulüm, alimlerim mücadelesiyle bitecek!"
Cinsiyetsizlik ve Cinsel Sapma
İslâmî cemaatlerin birliği?
Erkeğin, Hanımına Karşı Görevleri...
İslam'da Zekâtın Yeri ve Önemi!..
Allahü Teâlâdan Başka Yaratıcı Yoktur!..
Kaza ve Kadere İmanın Mahiyeti
Âhirete İnanmayanın Vay Haline
Mesuliyetimiz Büyük, Daha Çok Çalışmalıyız!..
Rızkı Artıran, Ömrü Uzatan ve Hayatı Cennete Çeviren Bir İş!..
Müslüman Şahsiyetin En Temel Özelliği: Halîm Olmak
Kuran-ı Kerim En Büyük Mucizedir
Tasavvuf İlmi Neden Gereklidir?
Müslüman Mütevazı Olmalıdır...
Müslümanın Karakteristik Bir Vasfı: Hilim
Dinin Tarifi ve Mahiyeti
İslamda Hilmin Yeri ve Önemi
Kurban Hakkında Bilinmesi Gereken Bazı Hükümler
Arefe Gününün Fazileti Büyüktür
Din Nedir?
Müsamaha Medeniyeti...
Orucun Fayda ve Hikmetleri
Kadir Gecesi'nin Fazileti
BİRAZ EDEP YAHU
Mümin Her Zaman Tedbirli Olmalıdır
İman Hakkında Ne Biliyoruz?
Güler Yüzlü-Tatlı Sözlü Olabilmek
Mübarek Gün ve Gecelerin Fazileti
Büyük Zatların Huyu: TEENNİ
Birarada Yaşamanın Sigortası: İTİDAL
Tevhid'in Önemli Beş Delili!..
Kur’ân-ı Kerim En Büyük Mucizedir!..
Müslümanın İçi de Dışı da Temizdir!..
Copyright © 2008 - MANA HABER. Her Hakkı Saklıdır.  
manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.
Sitemizde yayınlanan yazı, resim, grafik, ses ve görüntüler, ancak izin alındıktan sonra, kaynak gösterilerek ve link verilerek yayımlanabilir.