24 Kasım 2024 Pazar
15:29
Düşünce   Önceki Haber     |     Sonraki Haber       |      ANA SAYFA
Hızlı Yazdır! Hızlı Yazdır        
Yazı boyutunu:    

Tarih/Saat: 1 Kasım 2024 Cuma, 00:22:19

Bomboş şeyler peşinde koşarken hayatı kaçıran çağdaş insan!..

Herkesin yapacak o kadar çok şeyi var ki, artık pek çoğunu neden yapmak istediğini bile hatırlamıyor. Çoğumuz yapmak zorunda olduğumuz şeylerin telaşıyla oraya buraya koşuştururken, yapmak istediklerimizi yapamıyor olmanın hayal kırıklıklarını da bir yük olarak sırtımızda taşıyoruz. Kaynak: Bir şeylere yetişmeye çalışırken her şeyi kaçıran modern insan!

Herkesin yapacak o kadar çok şeyi var ki, artık pek çoğunu neden yapmak istediğini bile hatırlamıyor. Çoğumuz yapmak zorunda olduğumuz şeylerin telaşıyla oraya buraya koşuştururken, yapmak istediklerimizi yapamıyor olmanın hayal kırıklıklarını da bir yük olarak sırtımızda taşıyoruz.“Bugün de bir önceki günle tıpatıp aynı, sanki hayatımda hiçbir şey değişmiyor!” dedi mutsuz olan. “Belki bugünkü senle dünkü sen birbirinin tıpatıp aynı olduğu içindir bu!” dedi buna karşılık diğerinden daha umutlu olan.Gündelik hayatın zorunlulukları olduğuna inandığımız şeyleri yapmak gerçekten zorunlu mu bizim için? Yapmayı istediğimiz şeyleri yapabilsek bu tatmin edecek mi bizi? Yoksa bunlardan sıkılıp yeni bir ‘yapmak istediğimiz şeyler listesi’ mi edineceğiz kısa zamanda?“Ne yapılması gerektiğine dair bilgimiz ile ne yapabileceğimize dair hissettiklerimiz arasındaki uçurumda yaşıyoruz” diyor ‘Çalınan Dikkat’ isimli kitabında Johann Hari.Yaşadığımız her anı ya gelecek daha iyi başka bir anı bekleyerek ya bir türlü gelmeyen tozpembe geleceğin hayal kırıklıklarıyla geçiriyor ya da bir an önce atlayıp geçilmesi gereken bir engel olarak görüyor, böyle yaşıyoruz. Hiçbir zaman yaşadığımız anın insanı olmuyor, olamıyoruz. Bunu içimize sindiremiyor, içinde olduğumuz gerçek hayata rıza gösteremiyoruz. Kendimizi hep başka ve çok daha parlak zamanlara saklıyor, yakıştırıyoruz. Aklı hep başka bir zamanda olanın içinde varlık bulabileceği, içine girebileceği, nefes alabileceği ve bir şeylerin tadına, farkına, ayırdına ve şuuruna varabileceği bir hayatı olmuyor doğal olarak.‘Huzursuzluğun Kitabı’nda insanları huzursuz eden boş şeylere vurgu yapıyor Fernando Pessoa: “En fazla ıstırap veren duygular, en can yakan heyecanlar, aynı zamanda en saçma olanlardır; imkansız şeylere karşı, sırf imkansızlığın yarattığı istek, hiç var olmamış olana duyulan özlem, geçmişte olabilecek olana duyulan arzu, farklı olmamanın acısı, dünyanın var olduğunu görmenin verdiği tatminsizlik duygusu…”Plak takılmadığı sürece hiçbir şarkı sadece tekerrürden ibaret olmaz.Değişmek için yarım adım bile atmaya cesaret gösteremeyenler, bütün günlerini hayatta hiçbir şeyin değişmediğini kahrolarak birbirlerine tekrar etmekle geçiriyor. Hayatta her an yeni bir oluş, yeni bir yaratılış var. Her an sonsuz sayıda şey değişiyor dünyada. Bizler bizi mutlu kılacak anların her zaman yaşadığımız anın dışında olduğuna kendimizi inandırdığımız için bu sonsuz değişimin farkında olamıyoruz. Farkında olamadığımız için bir parçası da olamıyoruz. Akan şeylerle birlikte akamıyoruz. Hiçbir şeyin değişmediğine kendimizi o kadar inandırmışız ki, bu artık bizim için bir sabit fikir… Değişen şeylerle birlikte değişemememizin, o canlandırıcı hareketi yakalayamıyor olmamızın sebebi de bu! Hayatın tabii seyrine kendimizi bırakabilsek, kendi hikayemize rıza gösterebilsek hayatın ne kadar olağanüstü, ne kadar heyecan verici, ne kadar hayrete düşürücü bir kurgu ile, sonsuz ihtimalli bir ilahi akışla seyrettiğini farkedebileceğiz. Hayatın her anı, farkında olabilenler için mucizevî bir tecrübe aslında. Buna inanmadığımız için, hep başka yerlere baktığımız için biz bu idrake varamıyoruz sadece.“Hayatımız boyunca bir şeyleri kaçıracağız kaygısıyla yoruyoruz kendimizi” dedi beyaz saçlı adam, “sonunda anlıyoruz ki kaçırdığımız tek şey kendi hayatımız aslında!” GÖKHAN ÖZCAN

   yeni şafak

 

   manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden
   sorumlu değildir.

 

Paylaş :

Diğer Haberler
Yaradılıştaki hikmet
Birlik ve Beraberlik
İslam iktisadı ve faiz
BEDİUZZAMAN: "Zulmederek hürriyet fikri yok edilemez!.."
Çok Önemli bir kurum: "Hisbe Teşkilatı"
“Güzel, bazılarından kendini gizler!..”
İsmailağa Cemaati Üzerine Oynanan Oyunlar!
Ali Erbaş: “Batı, ilmi işgal ve imhada kullanıyor!..”
Küresel Sistemin Süper Güçleri
"Zulüm, alimlerim mücadelesiyle bitecek!"
Cinsiyetsizlik ve Cinsel Sapma
İslâmî cemaatlerin birliği?
"İslam Birliği" hayal değildir...
Erkeğin, Hanımına Karşı Görevleri...
İslam'da Zekâtın Yeri ve Önemi!..
Allahü Teâlâdan Başka Yaratıcı Yoktur!..
Kaza ve Kadere İmanın Mahiyeti
Âhirete İnanmayanın Vay Haline
Mesuliyetimiz Büyük, Daha Çok Çalışmalıyız!..
Rızkı Artıran, Ömrü Uzatan ve Hayatı Cennete Çeviren Bir İş!..
Müslüman Şahsiyetin En Temel Özelliği: Halîm Olmak
Kuran-ı Kerim En Büyük Mucizedir
Tasavvuf İlmi Neden Gereklidir?
Müslüman Mütevazı Olmalıdır...
Müslümanın Karakteristik Bir Vasfı: Hilim
Dinin Tarifi ve Mahiyeti
İslamda Hilmin Yeri ve Önemi
Kurban Hakkında Bilinmesi Gereken Bazı Hükümler
Arefe Gününün Fazileti Büyüktür
Din Nedir?
Müsamaha Medeniyeti...
Orucun Fayda ve Hikmetleri
Kadir Gecesi'nin Fazileti
BİRAZ EDEP YAHU
Mümin Her Zaman Tedbirli Olmalıdır
Copyright © 2008 - MANA HABER. Her Hakkı Saklıdır.  
manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.
Sitemizde yayınlanan yazı, resim, grafik, ses ve görüntüler, ancak izin alındıktan sonra, kaynak gösterilerek ve link verilerek yayımlanabilir.