Bu acılara şahit olmazdık…
Tüm Müslümanların, üzerine düşen zekat farizasını yerine getirdiği takdirde yıllık zekât gelirinin hiç de azımsanamayacak bir boyutta olduğuna işaret eden Karadaği, “2008’de yaptığım bir araştırma neticesinde, İslam dünyasının yıllık zekât gelirinin en az 300 milyar dolar olması gerektiği sonucuna ulaştım. Şayet zekat sistemi doğru ve etkin şekilde işletilseydi İslam dünyasında bugün yaşanan bu acı tabloya şahit olmazdık” dedi. Kur’ân-ı Kerim’deki Kureyş suresinin son ayetine atıfta bulunan Karadaği, “Allah, kitabında da güvenlik ve ekonominin birbirine bağlı olduğunu söylüyor. Surenin son ayetindeki ‘açlıktan doyurma’ ile yoksulluk ve işsizlik gibi ekonomik sorunlara, ‘korkudan emin kılma’ ibaresiyle de sosyal ve siyasi durumlara işaret edilmiştir” diye konuştu.
Zekat, kan ve gözyaşını dindirir
İslâmın ekonomik güvenliği, siyasi güvenliğin önünde tuttuğunu söyleyen Karadaği, “zekâtın, yoksulluğu büyük ölçüde azaltarak ekonomik, siyasi, sosyal ve askeri sorunların çözümünde kullanılabilecek etkili bir enstrüman olduğunu” dile getirdi. Kan ve göz yaşının dinmediği Suriye, Irak ve Yemen’deki siyaset ve güvenliğe de değinen Karadaği, “Sorunların çözümünde siyasi destek sağlayamayanlar, maddi katkı verebilir ki bunun en alt düzeyi de zekâttır” dedi.
Zekât en etkin şekilde nasıl kullanılır?
İslâmî ekonomi ve finansmanla ilgilenen uzmanlar, zekat sisteminin “terörle mücadele ve mültecilerin ekonomik sorunlarını gidermede nasıl daha etkin şekilde kullanılabileceğine” ilişkin gazetecilere değerlendirmede bulundu. Uzmanlar, ekonomik ve toplumsal sorunlara karşı bir “emniyet supabı” vazifesi gören zekatın, terör ve aşırılık yanlısı grupları besleyen yoksulluk ve cehaletin yok edilmesinde belirleyici olabileceğini ifade etti.