İslâmiyet, hakikî tevhid dinidir. Vasıta ve sebepleri reddeder, enâniyeti kırar, halis ubudiyeti tesis eder.
İslâmiyetin en önemli sır ve esası: İhlâs, rıza-yı İlâhî, Kur’ân-ı Hakîmin hükümlerine göre hareket ve yaşama, devamlı âyet ve duâ okumadır.
İslâmiyette; “Birisinin cinayetiyle başkaları, akraba ve dostları mesul olamaz.”
İslâmiyetin telkinatiyle küfr-i mutlak, inkâr-ı mutlak, şek ve tereddüde dönüşmüştür.
İslâmiyet tesis ettiği kardeşlik dünya ve âlem-i beka için bin derece kuvvetli bir kardeşliktir.
İslâmiyette, hakikati kabul ve safsatalı vehimleri reddetmek, şanındandır.
İslâmiyet, millet ve ümmetin vicdanında en safi seviyesini bulmuştur.
İslâmiyette, hapse ve musîbete düşenler, dinden medet beklerler ve dindar olurlar.
Şeriat-ı İslâmiyeye karşı hiçbir mazlûmun, mütefekkirin, mağdurun şikâyete hakkı yoktur. İslâm Peygamberinin (asm) seciyesini aydınlatan Kur’ân âyetleri son derece mükemmel ve tesirlidir.
DİĞER DİNLERİN ÖZELLİKLERİ
Hıristiyanın bir dinsizi, yine toplum hayatı için faydalı bir vaziyette kalabilir.
Hıristiyanlık “velediyet” fikrini kabul ettiğinden vasıta ve sebeplere kıymet verir, enâniyeti kırmaz.
Hıristiyanlık, temelde özünden uzaklaştığı için kendi dünyasında mağlûp ve tesirsizdir.
İsevî Dininde, yalnız dînin esasları Hazret-i İsâ Aleyhisselâmdan alınmıştır.
Yahudi milleti yaşama, hayat hırsı ve dünyaperestlikte ifrat ettikleri için, her asırda zillet ve meskenet tokadını yemeye müstehak olmuşlardır.
Yahudiler daima haset eden bir kavim ve topluluk olarak bilinirler.
DİNZSİZLİĞİN ÖZELLİKLERİ
Dinsiz bir millet pâyidar olamaz ve yaşayamaz.
Dinsiz komiteler neşriyatlarını, ilân ve propagandalarını vesvese ve şüphe üzerine kurarlar.
Dinsizlik cereyanı Rusya, yarı Çin ve yarı Avrupa’yı istilâ etmiştir.
Dinsizlik, ateizm, terörizm cereyanlarına karşı İsevîler ve İslâmlar ayrı ayrı olurlarsa mağlûp olurlar. İttihad ederlerse o dinsizlik cereyanlarına galip gelme potansiyeline sahiptirler.
DİĞER DİNLERLE İSLÂMİYETİN FARK VE İRTİBATLI OLABİLECEK ÖZELLİKLERİ
İslâmiyetin Hıristiyanlık ve sair dinlere farkının hikmeti şudur: İslâmiyetin esası, tevhiddir; vasıta ve sebeplere hakikî tesir vermiyor, icad ve makam cihetinde kıymet vermiyor.
İslâmiyet, dünya için çalışan veya yüksek makamlarda bulunanların ellerinde tahakküm ve baskıya vesile olamaz.
İslâmiyeti, Hıristiyan dinine kıyas etmek, kıyas-ı maalfârıktır; o kıyas yanlıştır.
İslâm Dinini, Hıristiyanlığa kıyas edip Avrupa gibi dine lâkayt olmak, pek büyük bir hatadır.
Hıristiyan’dan çıkan filozoflar dinlerine karşı lâkayt veya muarız vaziyeti alması ve İslâm’dan çıkan mütefekkirlerin çoğunun, hikmetlerini İslâmî esaslara bina etmesi mühim bir farktır.
Hıristiyanların havas denilen yüksek tabakası tam bir taassuptadır. Müslüman havas ve ilim tabakasında ise tam tersi bir tevazu ve alçakgönüllülük vardır. Bu da önemli bir farkı gösterir.
NETİCE:
Hıristiyanların hakikîsini esas tutan İsevî ruhanilerin cemaati ile dinsizlik cereyanına karşı bir ittifak kurulabilir.
İslâm millet ve devletleri bu gün iki milyara yaklaşan nüfusuyla hakikî bir kardeşlik ve ittihadı İslâm konusunda birleşebilirler.
İslâmiyet ve Kur’ân’a karşı düşmanlık; bütünüyle hayata ve insanlığa düşmanlıktır.
Gizli düşmanlara, komünistlere, Siyonistlere ve masonların aldatmacalarına karşı, tahammülün fevkınde bir sabır ve metanet gerekmektedir. Çünkü bunların hiç eksilmeyen sinsi plânları; ancak hakikatli bir nazar ve realist bir görüşle fark edilebilir. Dehşetli dessasâne ve perdeli olan bu plânları etkisiz hale getirecek ancak tahkikî bir iman ve gerçek bir itikattır.
Bu dinsiz, komünist, Marksist, Siyonist oyunlarına karşı en tesirli ve vazgeçilmez kale, zırh, manevî silâh Kur’ân’a, sünnete ve onun bu asırdaki mağlûp edilmez kalesi manevî bekçi olan Risale-i Nurlara sahip çıkıp onların tarz ve metotlarıyla manevî cihadı yapmaktır.
Bu millet ve ümmet bu kudsî değerlere sahip çıkarsa; bütün dinsizler ve bozuk olan ikinci Avrupa toplansa, Allah’ın tevfik ve inâyetiyle Müslümanları dâvâlarından geri çeviremezler ve mağlûp edemezler.
Dinsizler yaptıkları bu tuzakların fark edilmemesi için devamlı küçük ve ehemmiyetsiz hadiseleri büyütüp nazara vererek kendilerini ve planlarını kamufle etmektedirler.
Bu tuzaklara karşı; feragat, fedakârlık ve fevkalâde dikkatli ve ihtimamlı olmak gerekir.
Bu bakımdan dinî olmayan musîbetler, hakikat noktasında musîbet değildirler.
NOT: Terör şehitlerine Allah’tan rahmet, kederli ailelerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Cenâb-ı Hak her türlü terörden şahıslarımızı, ailelerimizi, milletimizi, ümmeti Muhammed’i (asm) ve insanlığı muhafaza etsin. (Nejat EREN)