24 Kasım 2024 Pazar
17:04
Düşünce   Önceki Haber     |     Sonraki Haber       |      ANA SAYFA
Hızlı Yazdır! Hızlı Yazdır        
Yazı boyutunu:    

Tarih/Saat: 26 Nisan 2017 Çarşamba, 23:38:48

Peygamberlere İman

İmanın altı rüknünden (esasından) biri de, peygamberlere iman etmektir. Ya'n'î Allahü teâlânın; emirlerini kullarına tebliğ etmek için birçok peygamber gönderdiğine yakinen (kesin olarak) inanmaktır.

Dolayısiyle mümin olmak için; hiç ayırım gözetmeksizin bütün peygamberlere ve verdikleri bilgilerin tamamının doğru olduğuna samimi olarak inanmak gerekir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:  "Peygamber de kendisine Rabbi tarafından indirilene iman etti, müminler de. Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız." (Bakara 285)

“Peygamber”, Farsça bir kelime olup; elçi ve haberci manasına gelir. Arapça karşılığı ise, yine elçi ve haberci anlamına gelen “resul”, “mürsel” ve “nebî”dir. Bu kelimelerin arapça çoğulları; “rüsul”, “mürselîn” ve "enbiyâ"dır. “Risâlet” ve “nübüvvet” ise, peygamberlik, demektir.
Allahü teâlâ, insanlara acıdığı için asırlar boyunca, doğru yolu göstermek üzere peygamberler göndermiştir. Peygamber gönderilmemiş hiçbir topluluk ve ümmet yoktur: "(Geçmiş) her ümmet içinde mutlaka bir uyarıcı peygamber bulunagelmiştir," (Fâtır 24) "Allah'a andolsun ki biz senden önceki ümmetlere de peygamberler göndermişizdir..." (Nahl 63)

Peygamberler İlâhî emirleri tebliğ etmişler, açıklamışlar ve bizzat insanlara öğretmişlerdir. Tebliğ yaparken, büyük sıkıntılar çekmişler fakat asla taviz vermemişlerdir.

Peygamberler de Kuldur

Peygamberler aleyhimusselam, diğer insanlarda bulunmayan üstün sıfatlara (özelliklere) sahip, seçkin zatlardır. Fakat peygamberlik vazifesi, onları Allahü teâlânın kulu olmanın dışına çıkarmaz. Bütün peygamberler evvela Allah’ın kulu, sonra elçisidir. Onlar, Allah’ın izni ve yardımı olmadan hiçbir kimseye ne bir fayda verebilir ne de bir zararı defedebilirler. Yine onlar, ancak kendilerine bildirilen gaybî haberleri bilebilirler. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Andolsun, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kesinlikle kâfir oldu.  Oysa Mesih şöyle demişti: “Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa, artık, Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zâlimler için hiçbir yardımcı yoktur.” (Mâide 72)

“De ki: “Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı biliyor olsaydım, daha çok hayır elde etmek isterdim ve bana kötülük dokunmazdı. Ben inanan bir kavim için sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim.” (A’râf 188)

Peygamberlik ve Vahiy

Lügatte "gizli konuşma, gönderme, emir ve işaret" gibi manalara gelen vahiy, Allahü teâlânın; emirlerini, yasaklarını, hükümlerini ve haberlerini peygamberine bildirmesi, demektir.
Vahiy; ilham’dan çok farklıdır. Çünkü vahiy çoğunlukla melek vasıtasıyla peygamberlere gelir ve Allah tarafından korunur. İlham ise, böyle değildir. İlham, Allahü teâlânın, kulunun kalbine birtakım mana ve fikirleri bırakması olup bağlayıcı değildir.
Peygamber Efendimize vahiy şu şekillerde gelirdi:
1- Doğru rüyalar. Önce rüyada O’na birşey gösterilir, daha sonra rüyada gördüğü şey, gerçek hayatta aynen meydana gelirdi.
2- Cebrâil aleyhisselam tarafından getirilip mübarek kalbine bırakılan vahiy.
3- Cebrâil aleyhisselamın insan şekline girerek getirdiği vahiy.
4- Cebrâil aleyhisselam, görünmeden çıngırak sesine benzer bir ses halinde gelen vahiy.
5- Cebrâil aleyhisselamın, Peygamber Efendimiz uyku halinde iken getirdiği vahiy. Bu tür vahiy, Kur'an değildir.
6- Cebrâil aleyhisselamın kendi aslî şekliyle getirdiği vahiydir.
7- Peygamber Efendimizin vahyi, direkt olarak Allahü teâlâdan alması veya perde arkasından Allahü teâlâ ile konuşması. Bu çeşit vahiy Mi`racda gerçekleşmiştir. Vahyin hakikatini, ancak onun muhatabı olan peygamberler bilir. (Mehmet Can)

   sefkatyayincilik.com

 

   manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden
   sorumlu değildir.

 

Paylaş :

Diğer Haberler
Yaradılıştaki hikmet
Birlik ve Beraberlik
İslam iktisadı ve faiz
BEDİUZZAMAN: "Zulmederek hürriyet fikri yok edilemez!.."
Çok Önemli bir kurum: "Hisbe Teşkilatı"
“Güzel, bazılarından kendini gizler!..”
İsmailağa Cemaati Üzerine Oynanan Oyunlar!
Ali Erbaş: “Batı, ilmi işgal ve imhada kullanıyor!..”
Küresel Sistemin Süper Güçleri
Bomboş şeyler peşinde koşarken hayatı kaçıran çağdaş insan!..
"Zulüm, alimlerim mücadelesiyle bitecek!"
Cinsiyetsizlik ve Cinsel Sapma
İslâmî cemaatlerin birliği?
"İslam Birliği" hayal değildir...
Erkeğin, Hanımına Karşı Görevleri...
İslam'da Zekâtın Yeri ve Önemi!..
Allahü Teâlâdan Başka Yaratıcı Yoktur!..
Kaza ve Kadere İmanın Mahiyeti
Âhirete İnanmayanın Vay Haline
Mesuliyetimiz Büyük, Daha Çok Çalışmalıyız!..
Rızkı Artıran, Ömrü Uzatan ve Hayatı Cennete Çeviren Bir İş!..
Müslüman Şahsiyetin En Temel Özelliği: Halîm Olmak
Kuran-ı Kerim En Büyük Mucizedir
Tasavvuf İlmi Neden Gereklidir?
Müslüman Mütevazı Olmalıdır...
Müslümanın Karakteristik Bir Vasfı: Hilim
Dinin Tarifi ve Mahiyeti
İslamda Hilmin Yeri ve Önemi
Kurban Hakkında Bilinmesi Gereken Bazı Hükümler
Arefe Gününün Fazileti Büyüktür
Din Nedir?
Müsamaha Medeniyeti...
Orucun Fayda ve Hikmetleri
Kadir Gecesi'nin Fazileti
BİRAZ EDEP YAHU
Copyright © 2008 - MANA HABER. Her Hakkı Saklıdır.  
manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.
Sitemizde yayınlanan yazı, resim, grafik, ses ve görüntüler, ancak izin alındıktan sonra, kaynak gösterilerek ve link verilerek yayımlanabilir.