Güler yüz-tatlı söz; sevgi, saygı ve merhamet dolu bir kalbe sahip olan engin kişilerin özelliğidir. Güler yüz-tatlı söz, insanları birbirine yaklaştıran, kaynaştıran, dostluk bağlarını pekiştiren çok önemli insanî bir davranış biçimidir.
Güler yüzlü-tatlı sözlü insan; gülleri açmış bir bahçeye benzer. Bakıp temaşa edenlere sevinç ve neş’e verir.
Güler yüzlü-tatlı sözlü bir kişi; teşrik-i mesai ettiği bütün insanlar için bir huzur kaynağı olup, onlara yaşama heyecanını verir, sıkıntılarını hafifletir ve dertlerini unutturur.
Güler yüz-tatlı söz bedavadır; alanı mutlu eder, vereni üzmez.
Güler yüz ve tatlı söz, kolay kazanılan büyük bir sermayedir.
Güler yüz ve tatlı söz, kendisi ile barışık olan, huzurlu ve erdemli insanların tutumu olduğundan, bulunduğu ortama da huzur ve sükûnet getirir. Çünkü iç huzuru elde etmiş bir insanın etrafa yaydığı pozitif enerji ile diğer insanlar da mutlu ve huzurlu olurlar. Dolayısiyle güler yüzlü-tatlı sözlü mütevazı bir kişi, etrafındaka insanlar için huzur ve mutluluk kaynağıdır.
Yüz, Ruhun Aynasıdır
Yüz, insanın ruhunun aynasıdır. Yüzdeki hatlar, insanın ruhunun derinliklerindeki duygu ve düşüncelerin harice akseden ve dışarıya yansıyan görüntüleridir. Dolayısiyle feraset sahibi bir zat, bir kimsenin yüzüne dikkatlice baktığında onun kalbi ve ruh dünyası hakkında bir fikir sahibi olabilir. Zaten bunun için; “dervişin fikri ne ise, zikri de odur,” denmiştir ve çok doğrudur.
Güler yüzlü tatlı sözlü olmak, büyük bir üstünlüktür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Bazı sözler vardır ki sihir gibi etkilidir (muhatabı büyüler.)” ()
Söz Ola Kese Savaşı
Yunus Emre hazretleri, bu hakikati ne güzel dile getirmiş:
“Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz.”
Güler yüz ve tatlı söz, müminin alameti ve şiarıdır. Bunun için yüce dinimiz İslam; güler yüzlü ve tatlı sözlü olmayı bizlere önemle tavsiye ediyor. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:
“…hiç değilse onlara gönül alıcı bir şeyler söyle.” (İsra 28)
Kaba ve Katı Kalpli Olsaydın
Her faydalı işte olduğu gibi bu konuda da bizim için rehber ve nümune-i imtisal, Sevgili Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem Efendimizdir. Çünkü O, kolay kolay kızmaz, kimseyi incitmezdi. Güler yüz ve tatlı söz, O’nun ahlâkı ve en belirgin özelliklerinden biriydi. O, muhataplarına karşı daima güler yüzlü ve tatlı sözlü idi. Onun davetindeki başarıda, güler yüz ve tatlı sözün önemli büyüktür. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:
“Allah’ın rahmeti sayesinde onlara yumuşak davrandın; eğer kaba ve katı kalpli olsaydın elbette etrafındakiler dağılıp giderlerdi. Artık onları affet ve onlar için bağışlanma dile!” (Âl-i İmrân 159) Efendimiz aleyhisselama on yıla yakın bir süre hizmet eden Enes bin Mâlik radıyallahü anh şöyle diyor: “Hizmetim süresince Allah Rasûlü, bana asla kızmadı; yapmadığım bir iş için ‘neden bunu yapmadın’ bile demedi.” (Ebû Dâvûd, “Kitâbü’l-Edeb” 1)
Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyuruluyor: “Efendimiz aleyhisselam, konuşurken sürekli gülümser, mübarek yüzünden tebessüm hiç eksik olmazdı.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV,191)
Her Müslüman Bir Mübelliğdir
Binaenaleyh müslüman da, güler yüzlü tatlı sözlü olmak zorundadır. Çünkü her müslüman bir mübelliğdir yani Allahü teâlânın dinini insanlara anlatmak durumunda ve konumundadır. Bu, çok kârlı ve çok şerefli bir iştir, çünkü Allahü teâlânın dinini tebliğ etmek, peygamberlerin işidir. Efendimiz aleyhisselam, Hazret-i Ali radıyallahü anha hitaben şöyle buyurdu:
“Allah’a yemin ederim ki, senin sayende Allah’ın tek bir kişiye hidayet vermesi, senin için, kırmızı develere sahip olmaktan daha hayırlıdır.” (Buhari, Müslim)
Pehlivan Öfkesini Yenendir
Bir de şu var ki: Dinimiz İslam, insana çok değer vermiştir. Âyet-i kerimede: “Gerçekten Biz, Âdem evlatlarını şerefli kıldık,” (İsra 70) buyuruluyor. Dolayısıyla Allahü teâlânın bu kadar değer verdiği insana bizim de değer vermemiz gerekir. Bilindiği gibi bir kişiye değer vermenin, sevindirmenin ve gönlünü hoş etmenin en kolay yolu; ona güler yüz ve tatlı sözle yaklaşmaktır.
Dolayısiyle kahramanlık -kızıp yüzümüzü ekşiltmek değil- kızacağımız yerde de güler yüzlü-tatlı sözlü olabilmektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Gerçek pehlivan güreşte gâlip gelen değil, kızgınlık anında öfkesini yenendir.” (Buhârî, Edeb 76)
Kaldı ki; nükteli ve esprili konuşmayı öğrendikçe kendimizi daha iyi hissedecek ve mutluluğumuz artacaktır. Çünkü gülümsemek; endişe, stres, depresyon, korku ve üzüntülerimizle mücadelede bize yardımcı olur ve ilaç gibi rahatsızlıklarımızın iyileşmesine katkıda bulunur.
Rüzgar Değil Güneş Olmalıyız
Güler yüz ve tatlı sözün önemini anlatan çok güzel temsilî bir hikâye vardır, şöyle ki: “Güneş ile rüzgar, güç konusunda iddiaya girerler. İkisi de ben daha güçlüyüm, der. Derken rüzgâr meydan okurcasına ileriye atılıp; ‘şu yolda yürüyen adamın ceketini kim çıkartabilirse en güçlü odur,’ der ve esmeye başlar... Fakat rüzgâr estikçe adam ceketini iliklemeye ve daha bir sarılmaya başlar. Rüzgâr şiddetini artırdıkça adam, -çıkarmak şöyle dursun- ceketine sımsıkı sarılır ve asla bırakmam, der. Güneş, rüzgara, ‘çıkartamadın, sen kenara çekil! Bak, ben onun ceketini nasıl çıkartacağım, gör’ der ve adamı tatlı tatlı ısıtmaya başlar. Güneşten büyük keyif alıp yavaş yavaş ısınmaya başlayan adam, önce ceketinin düğmelerini bir bir çözer. Daha sonra biraz daha ısınınca terlememek için ceketini çıkarıp omzuna atar.” Görüldüğü gibi kabalık ve sertliğin zorla yapamadığını; nezaket ve zarafet hiç zorlanmadan yaptı.
Nezaketsizlerin Dostu Olmaz
Allahü teâlâ, Sevgili Peygamberimize hitaben şöyle buyuruyor: “Sen, insanları Allah yoluna hikmetle, güzel ve makul öğütlerle dâvet et, gerektiği zaman da onlarla en güzel tarzda mücadele et!” (Nahl 125) Dolayısiyle kabalık ve nazaketsizlikle davranırsak; ne dost ve arkadaşımız olur ne de kimseyi etkileyebiliriz. Üstelik kabalık, sertlik ve kibir kınanmış bir davranış biçimidir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.” (İsra 37)
Güleryüz-Tatlı Söz Sadakadır
Güler yüz ve tatlı söz, dinimizde sadaka vermek kadar sevap sayılmıştır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Güzel ve hoş bir söz de sadakadır.” (Buhârî, Cihâd ve Siyer 2767)
“Yarım hurma da olsa sadaka vererek cehennem ateşinden korunun. Şayet onu da bulamazsanız biliniz ki, güzel söz de bir sadakadır.” (Buhari, Edeb 34)
Her gün sadaka vermek nefsimize zor gelebilir. Ancak güler yüzlü-tatlı sözlü olmamızın bir maliyeti yoktur. Bunun için yolumuzun kesiştiği her müslümanı pekala güler yüz ve tatlı sözle karşılayabiliriz. Bu sayede hem yeni dostlar bulur, hem de bol sevap kazanmış oluruz. Kaldı ki, ruh sağlımız açısından da bu davranışın pek çok yararı olduğu bilinmektedir.
Dolayısiyle huzurlu ve mutlu bir hayat istiyorsak, her zaman güler yüzlü tatlı sözlü olmak zorundayız.
Sert Muamele Dostu Düşman Eder
Şeyh Sadi-i Şirazî hazretleri ne güzel demiş: “Arkadaş! Yumuşaklıkla düşmanın derisini bile yüzebilirsin. Sert muamele ise dostu dahi düşman eder. Örs gibi katı yüzlülük eden herkes, kafasına muhakkak çekiç yer.”
Bir veli bir zata, “Daima insanları güler yüzle karşılıyorsun” dediklerinde, “az bir şeyle belayı defetmek güçtür, ama güler yüzle dost kazanmak kolaydır,” demiştir.
Bir kimsenin iyi bir müslüman olduğu; güler yüzü, tatlı sözü, güzel ahlakı, cömertliği, münakaşa etmemesi, özürleri kabul etmesi ve herkese merhamet etmesinden anlaşılır.
“İnsan dilinin altında gizlidir,” demişler, ne kadar doğrudur. Yumuşak, hoşa giden, gönül alıcı, gönül okşayıcı, samimi, etkileyici, inandırıcı ve yerinde söylenmiş bir söz, insanların hoşuna gider. Bir kişinin kültürlü, görgülü, saygılı, terbiyeli olduğu güler yüz ve tatlı sözünden anlaşılır.
Herkesi Memnun Etmenin Yolu
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlakla memnun etmeye çalışınız!” (Hakim)
“Mümin kardeşinin yüzüne tebessüm etmek sadakadır.” (C. Sagir)
“Selam verirken gülümseyen, sadaka sevabına kavuşur.” (İ.E.dünya)
“Hayrı, iyiliği, güzel yüzlülerin yanında arayınız!” (Buhari)
“Huyu ve yüzü güzel olan; dünya ve ahiret iyiliğine kavuşur.” (İbni Şahin)
“Ya hayır söyle, ya sus.” (Müslim, İman, 19)
“Din kardeşine güler yüz göstermek, iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını önlemek birer sadakadır.” (Tirmizi)
Ona Yumuşak Söz Söyleyin!
Rivayete göre; bir gün Davud aleyhisselâm, Hazret-i Lokman’dan bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça et getirmesini ister. Hazret-i Lokman da ona kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirir. Birkaç gün geçince Davud aleyhisselâm bu defa hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini talep eder. O da yine dilini ve yüreğini getirir. Davud aleyhisselâm, bunun sebebini sorunca, Hazret-i Lokman şu ibretli cevabı verir: “Bu ikisi iyi olursa, bunlardan daha iyisi; kötüsü olursa da bunlardan daha kötüsü yoktur.” (İbn Ebî Şeybe, Musannef, Zühd, 5)
Allahü teâlâ, Musa ve Harun aleyhimesselamı Firavun’a gönderirken onlardan güzel bir üslupla hitap etmelrini şöyle emir buyurdu: “Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar.” (Taha Suresi 44)
Güler Yüz ve Tatlı Söz Etkili Bir Silahtır
Unutmamalıdır ki, güler yüz ve tatlı söz, hayatın güçlüklerini yenmede ve insanlarla iletişim kurmada en büyük yardımcımızdır.
Güler yüzlü-tatlı sözlü olmak etkili bir silahtır. Çok öfkeli bir insanı, güler bir yüz ve tatlı bir çift sözle yatıştırabiliriz. Yorgun, halsiz, morali bozuk ve aksi bir insanı dahi, güler yüzümüz ve tatlı sözümüzle yerinden kaldırabilir ve işimizi yaptırabiliriz. Bunun için; “tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır,” derler.
Güler yüzlü-tatlı sözlü olmanın aile hayatında da çok büyük bir önemli vardır. Bir evde anne-baba birbirine karşı güler yüzlü-tatlı sözlü olurlarsa, onların bu güzel huyları, çocuklarına da sirayet eder ve ailede mutlu ve huzurlu bir ortam oluşmaya başlar.
Tebessüm Edemeyen Zavallıdır
Güler yüzlü tatlı sözlü olmanın kişinin başarılı olmasıdaki rolü de çok büyüktür. Çünkü insanlar karşılaştıkları kişiler hakkındaki ilk hükümlerini; önce yüzlerine sonra da sözlerine bakarak verirler. Hikmet Ehli buyurdu ki:
Huzurun anahtarı tebessümdür.
Tebessüm edemeyen zavallıdır.
Tebessüm ateşinde erimeyen maden yoktur.
Güler yüz ve tatlı söz, insanın kalbini imar eder.
Gülümsemesini bilmek, iki cihan mutluluğuna sebep olur.
Düşmanınıza iyilik edin, hediye verin. Kırıldığınız arkadaşınıza iyilik edin, sıkıldığınız insana güler yüz gösterin. Bunları yaparsanız rahat edersiniz.
Güler yüzlü, tatlı sözlü insanlar, toplum içinde sıcak ve yakın bir ilgiye mazhar olurlar ve her zaman sevilirler.
Bizi üzen şeylerin gülünecek taraflarını görüp gülümsemek bizi mutlu eder.
Güleryüz Katı Kalpleri Yumuşatır
Güler yüzlü-tatlı sözlü olmak büyük bir servettir. İnsanı insan yapan da bu özelliğidir. Bu özelliğe sahip samimî ve candan insanlara bütün kapılar açılır. Bu tip insanların gönüllleri samimiyet, şefkat, merhametle ve sevgi ile doludur.
Güler yüzlü-tatlı sözlü olmak, birçok olumsuzluğu bizden uzaklaştırdığı gibi çevremize pozitif bir enerji de verir. Bu insanlar, çevrelerine adeta ışık ve güzellik yayarlar. Yüzüne gülümseyerek bakıp, kendisiyle saygılı bir şekilde tatlı sözlerle konuştuğumuz insan, mutlu olur ve bize minnettar kalır. Güneşin sıcaklığı, nasıl ki sert buzları bile yumuşatıp eritiyorsa, güler yüzlü-tatlı sözlü olmak da, katı kalpleri yumuşatır ve kapalı gönülleri bize açar.
Güler yüzlü-tatlı sözlü olan kişiler, aile, iş, arkadaş ve diğer sosyal ilişkilerinde daima başarılı olurlar. Bu insanlar sevildiği için herkes onlara müsamahalı davranır ve yardımcı olmak ister.
Allah Rahmet Nazarıyla Bakar
Erkeğin evinde otoritesini bozmadan, edep ve terbiyesini koruyarak güler yüzlü davranıp çocuklarını sevindirmesi, sabah işe giderken bir ihtiyaçlarının bulunup bulunmadığını sorması, akşam eve dönünce de aynı şekilde nasıl olduklarını sorması, ailede sevgi ve muhabbet bağlarını kuvvetlendireceği gibi, saadet, selamet, bereket, yardımlaşma ve işbirliğinin yollarını da açar. Ayrıca böyle davranan kişi, Resûlullah’ın sünnetine tabi olmuş olur.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Erkek karısına ve kadın da kocasına sevgi ve muhabbetle baktığı zaman, Allah da onların her ikisine rahmet nazarıyla bakar. Erkek, kadının elini tuttuğu zaman ise, her ikisinin günahları parmaklarının arasından dökülür.”
Yüzümüz -Sirke Değil- Bal Satmalı
Her işte başarılı olmanın bilgi ve tercübe yanında güler yüzlü-tatlı sözlü olmaktan geçtiğini vurgulayan şu güzel hikayeyi birlikte okuyalım: Bir zamanlar bir şehirde bir genç adam yaşıyordu. Bu genç adam geçimini bal satarak sağlıyordu. Her sabah erkenden dükkânını besmele ile açıp işine başlıyordu. Dükkânı pırıl pırıldı. Kendisi de dükkânıyla uyum içindeydi. En büyük özelliği de gelen müşterilerine çok iyi davranmasıydı. Onları güler yüzle karşılamak, memnun etmek onun en büyük amacıydı. Her müşteriyi kendisine Allah’ın gönderdiği birer rızık vesilesi olarak görüyordu. Genç adamın davranışları karşısında müşterilerinin sayısı da gün geçtikçe artıyordu. Öyle ki, genç adam kısa zamanda çok zengin bir tüccar oldu. İşleri onunki gibi gitmeyen tüccarlar, ona özeniyorlar, başarısının sırrını anlamaya çalışıyorlardı. Bu tüccarlardan biri de, genç balcının dükkânının karşısında başka bir işle uğraşan komşusuydu. Bu kişi, genç adamın başarısını, bal satmasına bağlıyordu. İşini değiştirerek o da bal satmaya başladı. Adamın ilk günlerde işleri iyi gitmişti. Fakat bu durum uzun sürmedi. Dükkâna bir gelen bir daha gelmiyordu. Adam şaşkınlık içindeydi. İnsanların niçin balı genç adamın dükkânından almaya devam ettiklerini bir türlü anlayamıyordu. Sonunda durumu bilgin bir kişiye sordu.
Yaşlı bilgin birkaç gün adamı inceledi. Adamın başarısızlığının nedenini anlamıştı. Ona şöyle dedi: “Bunda şaşılacak bir şey yok. Gerçi sen de bal satıyorsun, ama yüzün sirke satıyor. Başarılı olmanın sırrı, güler yüz ve tatlı sözdedir. Onlar da sende yok. Ne demiş büyükler: “Güler yüz ve tatlı sözle sirke satılır, ama kaba ve sertlikle bal satılamaz.” Dolayısiyle gülümseyip mutlu olmak varken, bu fani dünyayı ciddiye alıp, insanlara asık suratlı davranmak hiç mi hiç akıllıca bir iş değildir.
Gülümsemek Her Derde Devadır
Gülümsemenin tıbben birçok faydaları vardır, bir kısmı şöyledir:
Bağışıklık ve hormonal sistemimizi iyileştirir ve güçlendirir.
Yorgunluğu giderir, kızgınlık ve panik halinin çabuk geçmesine yardımcı olur.
Vücudun doğal mutluluk ilacı olan endorfin hormonun salgılanmasını kolaylaştırır.
Solunum sistemini güçlendirir.
Sindirim sistemini çalıştırır.
Vücuda oksijen girişi artırır.
Gergin kasları gevşetir ve ağrıları dindirir.
Nabız ve tansiyonu düşürür.
Kalbe iyi gelir.
Sıkıntıların çabuk unutulmasına yardımcı olur.
Beyne kanın gitmesini kolaylaştırır.
Kişinin kendine güven duygusunu artırır.
Hastalıklı duyguları düzeltir. (Mehmet Can)